Donnerstag, 11. Februar 2016

SULTAN I.AHMET'İN EŞLERİ HAKKINDA

Tarihci Joseph von Hammer-Purgstall:
Sultan Ahmet'in birinci karısı ve ileride Sultan olan II.Osman'ın annesi, kocasının saltanatı sırasında Rum Kösem Mahpeyker'in Haseki olmasına kadar refah içinde yaşamıştır. Kösem Mahpeyker'in ilk Haseki yıllarında da II.Osman'ın annesi Saray'da ki gücünü ve nüfuzunu muhafaza etmiştir, çünki Rum Cariye ardı ardına kız doğurmuştur. Sultan Ahmet'in annesinin ölmesinden sonra II.Osman'ın annesi Saray'da ki en güçlü kadın olmuştur. Rum Kadın'da ilk erkek çocuğunu dünyaya getirmesiyle bu iki kadın arasında iktidar kavgası başlamıştır. Sultan Ahmet'in ölümüne kadar bu kavga devam etmiştir (...) 


Rusya Elçisi Alexey Veşnyakov 1735 yılında ki raporlarından:
(...) Türk'ün Sarayında yüzlerce kadın varmış, hemen her Milleten olan bu kadınların çoğunluğu Boşnak, Arnavut, Kafkasyalı ve bizim halkımızdandır. Hatta Sultan'ın ecdadından Sultan Ahmet'in ilk karısıda, şimdi Çar hazretlerine hizmet eden Çerkasski Prenslerinin soyundanmış. Bunu Sultan bizzat söyledi (...)

Fransız Elçisi Achille d'Harlay 1611 yılına ait raporundan:
(...) Hükümdarın dört karısı var. İlki soylu bir aileye mensup bir Çerkes, ikincisi varlıklı bir Boşnak, üçüncüsü bir Arnavut Paşa'nın torunu ve sonuncu karısıda Gürcü beyinin kızı. Fakat bu kadınlardan yanlız Çerkes ve Boşnak çok güçlüler, çünki bunların erkek ve kız çocukları var ve Hükümdar'da her ikisini çok seviyormuş (...) Arnavut'un bir kızı var, Gürcü'nün de iki kızı var (...) 

Avusturya Elçisi Hermann Czernin 1616 yılında ki raporundan:
(...) Türk Beyinin çok çocuğu var. Birinci karısı ve en büyük oğlunun annesi zarif bir Çerkes soylusuymuş. Bu kadın'dan Türk'ün dört oğlu ve bir kızı var. İkinci karısı Rum kadın'dan üç oğlu ve üç kızı var. Üçüncü karısı Boşnak kadın'dan iki kızı var. Son karısı soylu bir Gürcü, ama bunu Sultan sarayından çıkarttırmış, çünki Rum kadın'la kavga etmiş. Şimdi büyük bahçeli bir Saray'da oturuyor. Yanında da iki kızı var. (...) Türk'ün birinci karısı mağrur ama çok kibar bir Çerkes soylusu, çocuklarına bizim ve Venedik lisanını da öğrettirmiş. Hatta Rumca ve Latince de konuşuyorlarmış. Çerkes soylusu için çok malumatlı ve akıllı bir kadın olduğu söyleniyor. Ama Türk'ün ikinci karısı Rum'da çok malumatlıymış, çocuklarınıda iyi yetiştiriyormuş. Rum kadın çok iyi bir müzisyenmiş ve kocasını müzik ile mest ediyormuş (...) 


Bilgiler için Sn. Giorgio Trevisan, Sn. Christine Korntal,  Sn. Friedrich von Jarsdorf, Sn. Jean Michel de Lamballe, Sn. Vladimir Trubetzkoy ve tercümeler için Sn. Felicitas Dumru, Sn. Valerie de Neuville, Sn. Gevher Baykal çok teşekkür ederiz.

4 Kommentare: