Dienstag, 29. September 2015

ŞEKERPARE HATUN HAKKINDA

Şekerpare Hatun'un, yanı asıl adıyla Zehra Şehsuvar Hatun'un kimle evlendiği ve ne sebepten sürgüne gönderildiği konusunda değişik bilgiler edindim. Ancak edindiğim bilgiler çok çarpışık olduğundan, doğrusu benimde kafam karıştı.

Saraya alınış tarihi olarak 1642 kayıt edilmiş, öncelikle Zehra binti Çerkes Tahir Bey, bir başka kayıtta adı Ümerayı Çerakiseden Tahir Bey'in kerimeleri Zeliha Hatun, daha sonra Şehsuvar Usta ve son olarak Şekerpare Hatun şeklinde vesikalarda ismi geçiyor. Büyük bir ihtimalle Şekerpare adını Sultan İbrahim kendisine vermiş olacak.

Bilindiği kadariyle Kösem Sultan tarafından Saraya alınmıştır. Buna sebep de Mahfiruz Sultan'ın akrabası olmasıdır. Bu olayı daha önceki bir açıklamada burada yayımlamıştık.

Şimdi Şekerpare Hatun'un, Kara Musa Paşa mı yoksa Abaza Mehmed Ağa ile mi evli olduğunu açıklığa kavuşturmak lazım. Şayet Şekerpare Hatun 1647 yılında Kara Musa Paşa ile evlendirildiyse bundada kesinlikle Kösem'in bir parmağı vardır. Dedemin notlarında Şekerpare Hatun'un kiminle evli olduğu konusunda bir bilgiye henüz rastlayamadım. 
Şimdide Osmanlı Tarihcisis Halepli Mustafa Naima Efendi'nin yazdıklarını bir okuyalım:

(...) Cumâde’l-ûlâ’nın üçüncü hamis günü (Haziran 1648), musahibelerden Şekerpare Hatun, birçok işlere adı karışıp, kendisine bağlı adamları aracılığıyla rüşvet alıp haddini aştığı için diğer musahibelerle zıtlaştığı, konuyla ilgili Valide Sultan hazretleriyle aralarında geçen konuşma münakaşaya dönüştüğü, hatta Valide Sultan’ın onu kırbaçlayarak cezalandırdığı duyulur. Durum padişahın kulağına ulaşınca aynı gün bulunduğu yerden alınır ve bir kayığa konularak Sakız’a sürülür. Çoğunlukla onunla sohbet etmek için Şekerpare’nin sarayında bulunan Halep’ten ma‘zûl Hasan Paşa’nın eşi Ebe kızı Hamide Hatun,  o sırada orada olduğu için onun da sürgüne gönderilmesi ferman buyrulur. Fakat Hamide Hatun’un akıllı bir cariyesi “Hamide Hatun benim” diyerek kendisinin kayığa bindirilmesini sağlar. Bu şekilde Hamide kurtulur ve cariyesi davranışı ile ün kazanır. Şekerpare’nin malının müsadere edilmesi ferman olur, yakın adamlarından Sebzeci Süleyman ve Dede adlı iki kişiye sorulur. Bu iki kişi Şekerpare’nin gücü ve ününden yararlanarak çok zengin olup dönemlerinin Karun’u haline gelmişlerdir. Vâlide Sultan’ın yaptırdığı handa bir oda 16 sandık mücevher, altın ve gümüş ile doludur. Sandıkların anahtarlarını Sebzeci teslim eder ve sandıklar padişahın önüne getirilir. Hepsi Şekerpare’nin mührüyle açıldığında her birinin ağzına kadar mücevher, inci ile dolu olduğu, ayrıca altın, riyâl ve kıymetli yaldızlı Hint işleri ve başka kıymetli hediyelerin olduğunu gören padişah “Hay kâfir! Bana akşam ekmek alacak akçem yoktur diye yemin ederdi, bak neleri çıktı, hepsi benim malımdır!” diye ferman buyurur. Menzili kazındıkça (kebs oldukda) bir beyaz, bir sarı zerbaft kaplı kürk, bir kaç nîm-ten kürk, biri incili, ikisi zerdûz, diğerleri değişik kumaştan 200 yorgan bulunur. Başka çok sayıda kıymetli şeyleri ile 250 kese nakit para çıktığı söylenir. Birkaç gün sonra Şekerpare kethüdası Sebzeci denilen Ispanakçıbaşı damadı İbrahim Çelebi’nin boynu vurulup Aksaray Çarşısı’na terk edilir. Süleyman Dede ise gece boğulup ortadan kaldırılır. Şekerpare Hatun’u Koçbeyoğlu Pehlivan Ahmed adlı bir mübaşir ile İbrim’e sürerler.  Ahmed Ağa, “Şekerpare beklemediği anda sürgün edildiği için yanına harçlık almamış. İhtiyacını ağaya bildirir, Pehlivan da 600 akçeyi verir, bunun üzerine Şekerpare gayr-i ihtiyari Pehlivan’ın eteğini öpünce ikisinin de gözüne yaşlar gelip ağlarlar. Mısır sınırına gelince Haydar Ağazade Mehmed Paşa’ya rast gelirler, o da 300 altın, Mısır’a ulaştıklarında ise Mısır valisi Küçük Emir Paşa 500 kuruş harçlık verip, mübaşiri İbrim’e götürüp gelmiş (...)

Naima Efendi'nin yazdıklarıyla dedemin yazdıklarında fark var. Ayrıca burda anlatılan birçok şeyin ne derece objektif olduğuda sorgulanması şart. Üstelik mantıklıda değil, mesela Şekerpare'nin güya gayri kanuni elde ettiği serveti meydana çıkınca Sultan İbrahim'in tepkisi:
“Hay kâfir! Bana akşam ekmek alacak akçem yoktur diye yemin ederdi, bak neleri çıktı, hepsi benim malımdır!”. 
Şimdi Şekerpare Hatun'un hem kendi Sarayı var, onca hizmetkarı var, bunlarıda zaten Padişahın bizzatı kendisine ihsan etmişken, tutup Sultan İbrahim'e ''Akşam ekmek alacak akçem yoktur'' diyebilmesi hiç mantıklı geliyormu? Böyle bir saçmalık olabilirmi.

Burda dikkat çeken bir başka noktada Şekerpare Hatun'un fena şekilde Kösem ile kapışma hikayesidir. Bu olay güya  Haziran 1648 tarihinde gerçekleşmiş, ama o sırada Kösem Sultan oğlu İbrahim'in gözünden düşmüş ve Florya'da İskender Çelebi Bahçesinde sürgünde bulunuyordu. Peki bu durumda Kösem nasıl ve ne sebeple Şekerpare Hatun'a ceza verebiliyordu? Üstelik Şekerpare Hatun, Sultan İbrahim'in saltanatının sonuna kadar en gözde sırdaşı olmuştur. Şayet gerçekten böyle bir kapışma olayı olmuş ise, o zaman bu 1648 senesinin ilk aylarında gerçekleşmiş olması daha muhtemeldir. Ama o zaman bile Şekerpare Hatun'un kırbaçlandığını hiç zannetmiyorum, çünkü ne Sultan İbrahim nede Saçbağı Sultan bu tür bir cezalandırmaya izin vermezlerdi. Kaldıki Kösem böyle bir hatayada düşmezdi, sonuçta oğluyla arası zaten iyi değilde, tutup oğlunun en sevdiği kişilerden birini ağır cezalandırması kendi hayrına olmayacağı malumdu. Herşeyi en ince ayrıntısına kadar planlayan Kösem Sultan için böyle saçma bir hataya düşmesi açıkcası inandırıcı değil.

Hamide Hatun'a gelince, onun yerine bir cariyesinin kayığa bindiğide pek inandırıcı gelmiyor. Ama tabii neden olmasın, zaten Şekerpare ile Hamide Hatunlar çok iyi arkadaştı, en azından ikimizden biri bu şekilde sürgünden kurtulur diye düşünmüş olabilirler.

Servet meselesine gelince, Şekerpare Hatun doğuştan bir prenses, sonra bir kuzini Padişahın eşi, diğer kuzini Veziriazamın baldızı, erkek kardeşi Vezir makamında, amcaları Çerkes topraklarının hükümdarları. Keza böyle güclü bir takımın içinde bulunan Şekerpare Hatun'un politikada ne kadar nüfuz sahibi olduğunu artık siz sayın okuyan kendiniz tahmin edebilirsiniz. Böyle iktidar oyunlarına karışmış bir kişinin ne kadar zengin olabileceğinide düşünebilirsiniz. Yani Naima Efendi'nin burada uzun uzadıya listelediği altınlar, gümüşler ve mücevherler vs. böyle yüksek bir makamda bulunan bir kişi için gayet normal değilmi.

Sultan İbrahim dönemi Osmanlı Tarihinin en kara sayfalarından biridir, bunu asla inkar edemeyiz. O tarihlerde Padişah'tan başlamakla beraber bütün Saray erkanı halk tarafından nefret ediliyordu. Özellikle Saray Kadınlarının itibarı iyice düşmüştü. Bu yüzden Naima Efendi'nin olayları ne kadar obejektif anlattığıda tartışılır. Fakat merhum dedem Celal Beyin anlattıkları ise doğrudan aile içindeki anlatımlardan ve vesikalardan meydana gelmektedir. Her iki kaynağıda çok ciddi kontrol edip olaylara mantıklı bakmak şart.

Başbakanlık Osmanlı Arşivinden elde edilen belgelerde Şekerpare Hatun'un eşi olarak Abaza Mehmed Ağa geçmektedir. Kaynak:
  •  Osmanlı Arşivi:  Dosya No :35, Gömlek No :4071, Fon: İbnülemin-Vakıflar.

Samstag, 19. September 2015

17. YY HAREM MENSUBATI

Osmanlı Hareminde yaşamış o kadar çok bilmediğimiz kadınlar varki, sayıları herhalde 5000'in üstündedir. Hiç kendinize sordunuz mu, bu kadınların hayatları acaba nasıl geçti? Veya en basiti, isimleri neydi, nereden gelmişlerdi? Saray'da ki rütbeleri neydi? Politikaya karıştılarmı? Bunca sorunun cevabını bulmuk herhalde artık mümkün değil, ama Almanya'da eskiden Bamberg Üniversitesinde çalışmış bir arkadaşın vasıtasıyla elde ettiğimiz bilgileri ve dedemin eski vesikalardan tuttuğu notlar ve tabiiki Topkapı Sarayı Arşivinden şimdiye dek hiçbir yerde yayımlanmayan hizmetli listelerini zamanla buraya eklemek istiyorum. Sağolsun bize listeleri tedarik eden ve osmanlıcadan bugünki türkceye tercüme eden Sayın Dr. Josepha von Zrinski'ye şükranı bir borc bilirim.

17. YY'da Harem de yaşamış kişilerin isimleri, bilindiği kadarıyle kökenleri ve rütbeleri:
 (Bu liste 1600 - 1700 yılları arasını kapsamaktadır)

Listeyi daha hızlı tamamlamak için kısaltmalar kullanıldı:

Ht. = Hatun
Kd. = Kadın
Kl. = Kalfa
Rt. = Rütbe
Kö. = Köken

  1. Selime Ht.
  2. Zeynep Ht., Kö. Abaza, Rt. Muazzez Sultan'ın nedimesi.
  3. Peyker Ht.
  4. Gülferah Ht., Kö. Abaza Hurşid Ağa'nın kızı, Rt. Muazzez Sultan'ın nedimesi.
  5. Safiye Ht.
  6. Şehsuvar Ht., Rt. Rukiye Sultan'ın nedimesi.
  7. Mahpeyker Ht., Kö. Rus, Rt. Dördüncü Mehmet'in Hazinedarı.
  8. Ayşe Ht., Kö. Çerkes, Rt. Şekerpare Hatun'un nedimesi.
  9. Sabiha Ht.
  10. Neşhersaime Ht., Kö. Çerkes
  11. Rukiye Ht., Kö. Boşnak, Rt. Sultan IV. Mehmet'in hizmetlisi.
  12. Ümmügülsüm Ht., Kö. Çerkes
  13. Nevbahar Ht., Rt. Hazinedar Usta
  14.  Şahin Ht., Kö. Tatar 
  15. Fahriye Ht.
  16. Firdevs Ht.
  17. Nurişems Ht.
  18. Dilber Ht.
  19. Dilbersima Ht.
  20. Dilşuküfe Ht.
  21. Aşkter Ht.
  22. Aşkınıyaz Ht.
  23. Seher Ht.
  24. Bahtiyar Ht.
  25. Laleru Ht.
  26. Naz Ht.
  27. Fatma Letafet Ht., Kö. Gürcü Mehmet Paşa'nın kızı, Sultan İbrahim'in Muhasibelerinden.
  28. Ayşe Ht.
  29. Sabriye Ht.
  30. Hulkiye Ht.
  31. Hoşdem Ht.
  32. Çeşminergiz Ht.
  33. Çeşmiyar Ht.
  34. Cazibe Ht.
  35. Gevher Ht.
  36. Gevherdil Ht.
  37. İnci Ht., Kö. Çerkes, Rt. Mahfiruz Sultan'ın nedimesi.
  38. Fikriye Ht.
  39. Mahmure Ht.
  40. Memduha Ht.
  41. Vecihe Ht.
  42. Vicdan Ht.
  43. Fatma Ht.
  44. Kevser Ht., Kö. Arnavut, Zahariya Ali Bey'in kızı, Rt. Sultan I. Ahmet'in Hazinedarı.
  45. Pembe Ht.
  46. Pakize Ht., Kö. Abhaz Hasan Ağa'nın kızı, Rt. Mahfiruz Sultan'ın nedimesi.
  47. Billur Ht., Kö. Çerkes, Rt. Handan Sultan'ın nedimesi.
  48. Naciye Ht., Kö. Safiye Sultan'ın hizmetinde.
  49. Mahçehre Ht., Kö. Boşnak Rt. Dilaşub Sultan'ın nedimesi.
  50. Canfeda Saliha Ht., Kö. Arnavut, Rt. Sultan I. Ahmet'in Saray Kethüdası.
  51. Mürğü-şah Ht., Kö. Çerkes prensi Boletuko'nun kızı, Rt. Mahfiruz Sultan'ın nedimesi.
  52. Handan Ht.
  53. Hoca Meryem Ht.
  54. Hatice Ht., Kö. Hasan Ağa kızı
  55. Hanife Ht.
  56. Halime Ht.
  57. Mülayim Ht., Kö. Çerkes, Rt. Handan Sultan'ın nedimesi.
  58. Kamer Ht.
  59. Asude Ht.
  60. Serdarzade Ht., Serdar Osman Bey kızı, Rt. Saray Kethüdası

Freitag, 18. September 2015

MAHİENVER SULTAN'IN AKRABASININ MEKTUBU

Dün çok enteresan bir mektup aldık. Okuduğumda çok şaşırdım, çünkü yazan şahıs kendisinin Sultan I. İbrahim'in eşlerinden olan Mahienver Sultan'ın akrabası olduğunu yazıyordu. Mektup Viyana'dan gönderilmiş.
Şimdi burada Sayın Adnan Mataranga'nın mektubundan bazı kesitleri paylaşmak istiyorum. Ayrıca mektup türkce dilinde yazılmış:

Muhterem Melike Hanımefendi,

internette paylaştığınız değerli bilgileri okudum ve çok beğendim. Kan bağımız olmasada bizim ailede Osmanlı Hanedanı ile akrabadır. Sultan Deli İbrahim'in dördüncü eşi Fatma Mahienver Haseki'nin soyuna mensubum. Yanlız bilgilerinizde hata var, Mahienver Arianiti ailesinden değildi, annesi Arianiti idi, babası Muzaka ailesine mensuptu. Babası Dibra beyi Murad Muzaka'dır. Ayrıca Kanuni Sultan Süleyman'ın annesi Hafiza Sultan'da aynı ailedendir. Zaten bu akrabalık sayesinde Mahienver Saray'a alınmıştır. Mahienver'in dayısının kızı Zafire Hatun'da Saray'da büyümüştür. Lakin bunun hayat hikayesi çok kederli geçmiştir (...) Zafire Hatun Kapıcıbaşı Mustafa Paşa ile evli idi ve Saray'da çok nüfuz sahibiydi, zira Turhan Sultan'ın isteği üzerine IV. Mehmet'in sütannesi olmuştu. Zafire Hatun'un oğlu Osman'da böylece Saray'da büyümüştür. Lakin Sultan İbrahim Zafire Hatun'un oğlunu kendi oğlundan daha çok sevmeye başlayınca Turhan Sultan çok bozulmuş, hatta bir gün İbrahim gene Zafire Hatun'un oğlunu severken Turhan Sultan gelip kendi oğlu IV. Mehmet'i eşinin kucağına koyup >Şehzaden dururken ne için bu halayığın oğlunu seversin< demiş. İbrahim de zaten aklı yerinde değil, almış IV. Mehmet'i havuza atmış. Bu hadise üzerine Turhan Sultan derhal Zafire Hatun'u oğluyla beraber Mekke'ye sürmüş. Yanlarınada bir Harem Ağası verilmiş. Gemi ile giderlerkende Venediklilerin eline düşmüşler. Kendi canlarını kurtarmak içinde Harem Ağası bu çocuğun padişahın oğlu olduğunu söylemiş. Hemen Girit adasına götürülmüşler ve orada hapsedilmişler. Girit de Zafire Hatun'un oğlu katolik yapılıp hristiyan adetlerine göre yetiştirilmiş. Böylece İbrahim'e hakaret etmek istemişler. İşte bu yüzdende Sultan İbrahim Girit adasına savaş açtı. Savaş başlayınca Zafire Hatun ve oğlu Osman Avrupa'ya götürülmüşlerdir. Seneler sonra Zafire Hatun Venedik de ölmüş, oğlunun nerede öldüğünü bilmiyoruz. (...) Mahienver Sultan ise İbrahim'in en çok sevdiği eşlerindendir. Hatta düğünlerinde Mahienver'in ayaklarına çuvalla altın döktürüp günlerce şenlik icra ettirmiş. Babası ve kardeşlerine de maaşlar bağlanıp ünvanlar verilmiş (...)


Sayın Adnan Mataranga'ya bilgilerini bizimle paylaştığı için çok teşekkür ederiz.

Donnerstag, 17. September 2015

PERİHAN HATUN OLAYI

Tarihe Perihan Hatun Vakası diye geçen olayı kimi tarihciler red ederken kimileride Osmanlı Tarihi'nin en kara ve fütursuz hadiselerinden biri olarak savunurlar.
Bu olay, Sultan I. İbrahim'in ne derece kadın düşkünü olduğu ve aklii dengesinin yerinde olmadığının en kuvvetli delilidir.
Merhum dedemin notlarından aynen aktarıyorum:

(...) 1647 senesinde Saray'da fevkalade bir hadise zuhur etti. Sultan İbrahim'in vezirlerinden olan Sivas Beylerbeyi Abaza İbşir Mustafa Paşa'nın muazzam bir düğün ile Gürcü prensi Magril (Mawril) Han'ın büyük kerimesi Prenses Perihan Hatun ile evlendiği bütün devlette işitildi. Saray'da bile bu kadın'ın adeta mest-i alem olduğu söyleniyordu. Nihayet lakırdıları İbrahim de işitti ve derhal Perihan Hatun'un Saraya getirilmesini istedi. Emri ferman ile İbşir Mustafa Paşa'ya haber yollatıp nikahlı zevcesini kendi haremine dahil edileceğini buyurdu, hatta Sivas'a vezirlerini gönderip Perihan Hatun'u vakit kaybetmeden getirilmesini emretti. İbşir Mustafa Paşa bu edepsiz haberi alınca, katii suretle zevcesini Deli Padişah'a peşkeş çekmeyeceğini söyledi ve karısını göndermedi. Fakat Hükümdarı hiddetlendirmemek için henüz gencecik yaşta bulunan baldızı Cihan Hatun'u Saray'a gönderdi. Vezirler bu kızı İbrahim'e takdim ettiklerinde evvela padişah biraz bozuldu, ama bir müddet sonra güzel kıza hayran kaldı ve Perihan Hatun'u unuttu. Derhal Cihan  Hatun'a hususi daire hazırlattırıp Gözdesi yaptı. İbrahim bu hatunu >Şeker gibi tatlı kadınım, bol Şekerli dilber-i ranam< diye seviyordu. Bu suretle Cihan Hatun'a Şekerbolu adını taktı. (...) Kısa zamanda Şekerbolu Hatun padişahın en gözde cariyesi oldu ve Saray'da adeta bir kraliçe gibi hüküm sürdü. Kendisine en güzel elbiseler, en pahalı mücevherler alındı ve devletin her bir yerinden emlaklar verildi. Üstüne üstelik iki tane de çocuk doğurunca iyice şimarmaya başladı. Kösem ile arasıda açıldı. Etrafındakilere tepeden bakmaya başladı ve her defasında >Ben sizin gibi cariye değilim, ben Mawril Han'ın kızıyım< diye böbürleniyordu. Lakin Sultan İbrahim tahttan indirilip katledilince başa geçen Turhan Sultan bu kadını ve diğer ortaklarıyla beraber Eski Saraya gönderdi (...) Şekerbolu Hatun geri kalan ömrünü sessizlik içinde Eski Sarayda tamamladı (...)

SULTAN I. İBRAHİM'İN EŞLERİ VE MUHASİBELERİ

Geçmişte pek çok kişi Sultan I. İbrahim'in eşlerini, Saray'da hizmet gören ve padişahın Muhasibeleri olan kadınlarla karıştırmışlardır. Burada bu hatayı düzeltmek istiyor ve bununla beraber, Tarihci Andre Clot'un mektuplarından ve diğer kaynaklardan oluşan iki liste sunuyorum:

Sultan I. İbrahim'in Eşleri:

1.Hatice Turhan Sultan (1626 - 1683), Evlilik 1641, Ukraynalı, Asilzade Samilo Tuçapski kızı, babası Samilo'nun 1629 yılında Rus ordusu ile Tatarlara karşı savaşırken ailesi Tatarlar tarafından rehin alındı ve henüz üç yaşındaki kızı ve beş yaşındaki oğlu köle olarak İstanbul'a götürüldüler. Hatice Turhan'ın ağabeyi Saray'da büyüdü ve müslüman olup Yusuf adını aldı. Bu aile Yusuf Ağa tarafından devam ediyor.
Kör Süleyman Paşa tarafından iki kardeş Kösem'e hediye edildiler. Kösem de Turhan'ı kızı Atike Sultan'a hediye etti.
Çocukları: Sultan IV. Mehmet ve Beyhan Sultan.


2.Saliha Dilaşub Sultan (1627 - 1689), Evlilik 1641, Hırvat-Boşnak, Asilzade Baboniçi ailesinden, babası Mehmet adını almış eski bir hristiyandır. İki kızını hediye olarak Kösem Sultan'a göndermiş.
Çocukları: Sultan II. Süleyman, Ümmü Gülsüm ve Ayşe Sultan.

3.Hatice Muazzez Sultan (1626 - 1687), Evlilik 1641, Abhaz, Asilzade Akuçba ailesinden. Sultan II. Ahmet'in, Küçük yaşta ölen Şehzade Süleyman ve Fatma Sultan'ın annesi. Babasının ismi Hasan Bey. Bunun amcaları İbşirli Mustafa Paşa, Abaza Mehmet Ağa. Eski Valide Sultan Alime'nin akrabası ve Deli olan I. Mustafa'nın dayı kızı. Kösem tarafından oğluna hediye edildi.
Mirahur Abaza Ahmet Paşa'nın kız kardeşi, bu Paşa daha sonra Sultan I. İbrahim'in en büyük kızı Ümmü Gülsüm Sultan ile evlendirilmiştir.
Akuçba Ahmet Paşa 1656 yılında Edirne de idam edildi.

4.Ayşe Haseki Sultan (1628 - 1683), Evlilik 1642, Kırım Tatarı, Asilzade Bulgakov ailesinden.
Şehzade Murat'ın ve Gevherhan Sultan'ın annesi. Babası Şahin Bulgakov, annesi Süğlünbike Giray'dır.

5.Mahienver Haseki Sultan (1628 - 1690), Evlilik 1642, Arnavut, Asilzade Murad Bey Muzaka, Annesi Arianiti ailesinden.
Şehzade Osman ve Kaya Sultan'ın annesi.

6.Leyla Saçbağı Haseki Sultan (1629 - 1694), Evlilik 1643, Çerkes, Asilzade Çerkasski ailesinden. Babası Ahmet Birhan Mirza. Kardeşleri Çerkes Hasan Paşa ve Hubyar Hatun.
Şehzade Selim'in, Atike ve Bican Sultanların annesi.

7.Şivekar Haseki Sultan (1625 - 1693), Evlilik 1646, İstanbullu Ermeni.
Şehzade Cihangir ve Şehzade Bayezid'in annesi.

8.Hümaşah Haseki Sultan (1634 - 1695), Evlilik Aralık 1647, Çerkes olduğu söyleniyor, fakat dedemin notlarında Kırımlı olduğu ve Bahadır Giray'ın kızı olduğu yazıyor. Zaten Giray ailesinden olduğu için Sultan I. İbrahim çok tantanalı düğün yaptırmıştır. Kendisine İbrahim Paşa Sarayı hediye edilmiştir.
Şehzade Orhan'ın annesi.



Sultan I. İbrahim'in Musahibeleri:

1.Şehsuvar Zehra Şekerpare Hatun (1625 - 1649), Çerkes, Musahibe tayini 1642, Leyla Saçbağı'nın amca kızı. Babası Tahir Mirza Çerkasski. Kardeşlerinden Çerkes Kenan Paşa daha sonra Fatma Sultan'ın kızıyla evlendi ama Hanımsultan henüz çocuk olduğu için evlilik surii kaldı. Kenan Paşa 1666 yılında Şehrizor'da öldü. Adı değişik entrikaları karıştığı için İbrim/Mısır'a sürgüne gönderildi. Dedemin notlarında bu konu hakkında şöyle yazıyor:
(...) Turhan Sultan sarayında artık Çerkesleri istemiyordu, bilhassa nefret ettiği ortaklarının akrabalarını katiyyen İstanbul'dan def etmeyi hedefliyordu. Bu sebepten en başta Şekerpare Hatun ve bunun iyi ahbabı olan Sultan İbrahim'in sütkardeşi Hamide Hatun'u İbrim'e sürgüne gönderdi. (...) Şekerpare İbrim'e bağlı Ezrak'da kendisine bir köşk aldı ve orada oturdu (...)

Bir başka kayıtta Sakız Adasında öldüğü yazıyor, herhalde müsade isteyip Ezrak'dan oraya taşınmış olabilir, bilinmiyor.
Şekerpare Hatun'un kısa süreliğine Sadrazam olan Musa Paşa ile evli olduğu söyleniyor ama belgelerde Abaza Mehmet Ağa ile evlendiği yazıyor. Vakıf kayıtlarındada Şekerpare Hatun'un eşinin Abaza Mehmet Ağa olduğu kayıtedilmiş. Bu konuyla alakalı Başbakanlık Osmanlı Arşivinden elde edilen belge:

Osmanlı Arşivi:  Dosya No :35, Gömlek No :4071, Fon: İbnülemin-Vakıflar.


2.Handanzade Latife Hatun (1620 - 1660), Türk, Musahibe tayini 1641, babası Handan Ağa'dır ve 1645 de ölmüştür. Latife Hanım eşi Hezarpare Ahmet Paşa'dır. Ahmet Paşa 1647 de Latife Hanım'ı boşadı, çünkü henüz kundakta bulunan Beyhan Sultan'la evlenmek istiyordu. Boşanmadan sonra Latife Hanım çocuklarıyla erkek kardeşine sığındı ve fakir olarak öldü. Eski eşi Ahmet Paşa ise oğlu Bakii Bey'i Kemankeş Kara Mustafa Paşa'nın kızıyla Topkapı'da evlendirirken, Yeniçerilerin isyanı sırasında parçalandı. Kesilen gövdesi Yeniçeriler tarafından ibret olsun diye şehirde gezdirildi.

3.Voyvodakızı Despina Şahnisa Hatun (1622 - 1671), Eflak, Musahibe tayini 1642, Eflak Voyvodası Agamati'nin kızı. Babası tarafından Saraya hediye gönderilmiştir. Sultan İbrahim'e hikayeler anlatmakla ve gönlünü hoş tutmakla vazifeli. Bir gün İbrahim'e Samur Kürklü bir hikaye anlatınca, padişah hemen Voyvodakızına Samur Kürklü bir daire hazırlatmıştır. İtibarı ve nüfuzu sayesinde çok zengindi ve ailesine bu şekilde çok yardım etti.
Sultan I. İbrahim'le olan çocukları: Küçük ölen Şehzade Ahmet.

3.Hubyar Hatun (1626 - 1688), Çerkes, Muhasibe tayini, babası Ahmet Birhan Mirza, Saçbağı Sultan'ın kız kardeşi. 1647 yılında Hazerpare Ahmet Paşa'nın ağabeyi Sarhoş İbrahim Paşa ile evlendirildi.

4.Meleki Hatun (1610 - 1656), Arnavut, Jonima ailesinden Halil Bey'in kızı. Sarayın Başhazinedarı ve Kösem'in baş hizmetlisi. 1651den itibaren Turhan Sultan'ın hizmetinde. Kösem'in torunu IV. Mehmet'i öldürteceğini Turhan Sultan'a ihbar etti ve böylece Kösem'in katledilmesine yol açtı. 1656 yılındaki Vakayı Vakvakiye diye tarihe geçen bu olayda Yeniçerilerin isyanı sırasında eşi Kahveci Şaban Ağa ile beraber parçalandı. Şaban Ağa ile 1654 yılında evlenmişti.


5.Şekerbolu Hatun Prenses Cihan Saakadze (1630 - 1578), Gürcü, Musahibe tayini 1647, Abaza İbşir Mustafa Paşa'nın eşi Perihan Hatun'un kız kardeşi. Gürcü Prensi Mawril Han'ın kızı (asıl adı Georgi Saakadze). Sultan I. İbrahim, Mustafa Paşa'nın eşinin güzelliğinden duyunca Sarayına getirilmesini istedi, ama Mustafa Paşa eşini göndermedi, onun yerine baldızı Cihan Hatun'u gönderdi. İbrahim bu Hatun'un güzelliğinden mest oldu ve ona Şekerbolu ismini taktı. Şekerbolu Hatun sevgilisi İbrahim'in öldürülmesinden sonra Eski Saraya hapsedildi.
Sultan İbrahim'le olan çocukları: Küçük ölen Safiye ve Hatice Sultanlar.


Kaynakca:

-Andre Clot, Mektuplar
-Yılmaz Öztuna, Devletler ve Hanedanlar, Cilt 2
-Çağatay Uluçay, Padişahların Kadınları ve Kızları
-Celal Temrukoğlu, Anıları, Mektupları ve Notları

Dienstag, 15. September 2015

MAHFİRUZ SULTAN GÖRÜNÜŞÜ

Merhum dedemin notlarından Mahfiruz Sultan'ın görünüşü:

(...) Hanedan'ın en güzel kadınlarından olan merhume halamız Mahi-Firuze bütün Sarayı nezaketi, hoşgörüsü ve adaleti ile mest ediyordu. Vaktiyle halası Servazat Hatun tarafından Çerkezistan'dan Saraya alınan ve hususi tahsil ve terbiye edilen bu dilber çerkez kızı, aynı milletten olan Handan Sultan'ın nazarı dikkatini celb etmişti. Lakin o sırada hala hayatta bulunan büyük Valide Safiye Sultan zaten kendi Hasekilik devrinden Çerkezler ile pek anlaşamadığından torunu için Venedikli yahut Balkan kökenli bir kızın Haremi olmasını istiyordu. Fakat Handan Sultan kayınvalidesinin hükmünü sınırlamak maksadı ile Mahi-Firuze'yi oğlu Sultan I. Ahmet'in zevcesi olması için hazırlıyordu. (...) Nihayet vakit tamam oluncada güzel Çerkez prensesi henüz gencecik padişahın huzuruna çıkarıldı. Sultan I. Ahmet bu dilbere ilk bakışta aşık oldu ve Handan Sultan'ın tertibatı ile kısa müddet sonra Saray İmamının huzurunda, biri Boşnak ve biri Çerkez olmak sureti ile Enderunlu Ağalar vekil tayin edildiler ve şahit olarak iki Harem Ağası ve iki Saray Muhasibi de hazır bulundular. Bu suretle Nikah akdi muhafaza edilen vesikelera nazaran hicri 1011 senesi, Recep ayının 10'nunda cereyan etti. (...) Bu nikahtan sonra Safiye Sultan pek hiddetlendi ve gelini Handan Sultan'a bir ders vermek için o sırada Saraya takdim edilen Kösem'i derhal Padişah'a sundu (...) Çerkez prensesi uzun boylu, beline kadar inen kumral saçı, mavi-yeşil renkli gözü, pamuk gibi beyaz teni ile cümle alemi kendine hayran bırakıyordu. Bu afeti devran prensese I. Ahmet ömrü müddetince bağlı kaldı. Başka kadınlar almasına rağmen bu ilk zevcesini daima hoş tuttu ve saygıda kusur etmedi. (...) Dört şehzade validesi olan Mahi-Firuze, Safiye Sultan'ın Eski Saraya gönderilmesi ve Handan Sultan'ın vefatından sonra Sarayın başı oldu ve adeta bir Melike gibi hüküm sürdü. Ortağı Kösem ise daima bu Çerkez prensesin gölgesinde kaldı. Diğer ortağı Boşnak asilzadesi ve Hüseyin Paşa'nın kızı Fatma Haseki padişah'ın ilk zevcesine ve baş hasekisine her daim saygı gösterdi (...)

KÖSEM SULTAN DİZİSİ - İLK TEASER

Türkiye de ki Yayımcı arkadaşımdan bu sabah bir mail geldi ve açtığımda Kösem Sultan Dizisinin ilk Teaser'ini izledim. Tek cümleyle Harika bir Teaser olmuş. Yapımcı Şirketi kutlarım ve başarılar dilerim.
Ama lütfen, bütün ailemiz, akrabalarımız, dostlarımız ve Mahidevran, Mahfiruz ve Saçbağı Sultanları seven ve arkalarında duranlar adına: Rica ederim bizim ailemizden olan bu yüce kadınları doğru tanıtın, lütfen ailemize hakaret yerine saygı gösterin ve gerçeklere taraf olun. Elbette her dizi de olduğu gibi dramatik ve hayali olaylar olacaktır, ama bu Dizide ki karakterler özünde bir tarihi şahiseyeti barındırmaktadır. Bu yüzden ailemizle alakalı olan bilgileri lütfen gözardı etmeyin. Bizim tek istediğimiz budur! Hiçbir şekilde dizinin maddi kazancında gözümüz yoktur! İsterseniz ailem size bununla alakalı bir Beyanname yayımlasın.

Ben, Ahmet Celal kızı Melike Zehra d'Hénin-Liétard de Chimay, kızlık soyadı Temrukoğlu, İstanbul doğumlu, Ekim 2015 tarihinden itibaren yayımlanacak Muhteşem Yüzyıl Kösem dizisinden katii suretle telif hakkı talep etmeyeceğim!

Kız kardeşim Perizad Temrukoğlu bilindiği gibi kanser hastası ve sağlık durumu çok kötü. Üzülerek söylemem gerekki, artık hiçbir tedaviye yanıt vermiyor. Doktorlar zavallı kız kardeşime sadece dört veya beş ay ömrü kaldığını bildirdiler. Lütfen, bağrı yanık bir abla olarak, biçare kız kardeşimin en azından ailemize saygı duyulduğunu, merhume büyüklerimiz Mahidevran Sultan, Mahfiruz Sultan, Şehsuvar Zehra Hatun (Şekerpare) ve Leyla Saçbağı Sultan'ın kimliklerini doğru tanıtıldığının görmesini istiyorum. Lütfen kız kardeşime bu son isteğini geri çevirmeyin. Huzur içinde bu kederli dünyadan ayrılmasına vesile olun.

Ayrıca Sultan III. Mehmet'in eşleri soylu Abhaz olan Akuçba ailesinden Alime (Halime) Altunşah ve soylu Çerkes-Kabardey olan Şogenow ailesinden  Handan Sultanların aileleri yazılarımızı okumalarından sonra bizimle irtibata geçtiler. Onlarda ailelerine saygı duyulmasını ve değerli büyüklerinin düzgün tanıtılmasını rica ediyorlar. Bununla beraber:

Sultan III. Mehmet'in eşi Abhazyalı Akuçba ailesinden Alime (Halime) Altunşah Sultan'ın akrabaları: Sn. Talat Kuç, Sn. Fikriye Poyraz, Sn. Kemal Kuç, Sn. Nihat Baykal,

Sultan III. Mehmet'in eşi Çerkes-Kabardey Şogenow ailesinden Handan Sultan'ın akrabaları: Sn. Vuslat Canpolat, Sn. Safiye Ergün, Sn. Ekrem Koçubey, Sn. Salih Koçubey, Sn. Şivekar Koçubey,

Sultan I. Ahmet'in eşi Çerkes-Kabardey Çerkasski ailesinden Hatice Mahfiruz Sultan'ın ve Sultan I. İbrahim'in eşi Leyla Saçbağı Sultan'ın ve Sarayda Muhasibe Zehra Şehsuvar Hatun'nun (Şekerpare) akrabaları: ben deniz, Sn. Perizat Temrukoğlu, Sn. Celal Temrukoğlu, Sn. Burak Temrukoğlu, Sn. Ayla Argyll, Sn. Osman İnaloğlu,

Sultan I. İbrahim'in eşi Abhaz İnal-İpa ailesinden Muazzez Sultan'ın akrabaları: Sn. Dimitri Çikotua, Sn. Nino Çikotua, Sn. Leman Çikotoğlu, Sn. Mehmet Çikotoğlu, Sn. Nemika Tepelena,

Sultan I. İbrahim'in eşi Kırım-Tatar Bulgakow-Giray ailesinden Ayşe Sultan'ın akrabaları: Sn. Candan Şirin, Sn. Mehmet Mengli Giray, Sn. Mustafa Giray, Sn. Halil Bulgakow, Sn. Elizabetha Bulgakowa, 

Sultan I. İbrahim'in eşi Hırvat Baboniçi ailesinden Saliha Dilaşub Sultan'ın akrabaları: Sn. Nikolai Babonici, Sn. Dimitri Babonici, Sn. Cemal Babgil, Sn. Nermin Çandarlı, Sn. Yegane Kabasakal,

Sultan I. İbrahim'in eşi Arnavut Arianiti ailesinden Mahienver Sultan'ın akrabaları: Sn. Adnan Arianiti, Sn. Mithat Arianiti, Sn. Eduard Arianiti, Sn. Leyla Mataranga, Sn. Kamile Buşatlı,

Muhteşem Yüzyıl dizisinden büyüklerinin esas kimliklerine uygun olarak tanıtılmalarını rica ederler. Ayrıca hiçbir maddi istekleri yoktur.

Gördüğünüz gibi bütün bu insanların tek isteği büyüklerinin kimliklerini doğru tanıtmanız. Lütfen ricamıza saygı duyunuz. Umarım Diziniz başarılı olur.

Son olarak, harika bulduğumuz İlk Teaser'i burada paylaşmak istiyorum, okuyanlar lütfen izleyiniz, çok güzel yapılmış:



MUHTEŞEM YÜZYIL KÖSEM

Donnerstag, 10. September 2015

KÖSEM SULTAN HAKKINDA

Kösem Sultan gerçektende Sultan I. Ahmet'in en gözde eşimiydi? Saray'da o kadar çok söz sahibimiydi? Hürrem gibi kocasını kendisine kul köle mi yapmıştı? Cevap: Hayır!!! Son araştırmalara göre Kösem eşinin yaşadığı müddetce Saray'da büyük rol oynamamıştır. Aksine diğer ortakları ile bir rekabet savaşı içinde bulunmuştur. Asıl kudretini ve hakimiyetini Valide Sultan olmasından sonra kazanmıştır. Ama I. Ahmet'in saltanatı sırasında Saray'da ki nüfuzu her zaman için sınırlı kalmıştır.
Sultan I. Ahmet diğer eşleriyle olan münasebetini Kösem için bitirmemiştir, buda Kösem'in hiçte öyle söylendiği gibi kuvvetli olmadığını gösteriyor. Dikkatinizi çekerim, benim ailemden olan Mahfiruz Sultan'ın padişahla dört tane Şehzadesi var. Ahmet'in üçüncü eşi Fatma Haseki'dende üç çocuğu var. Şayet Kösem gerçektende öyle muazzam bir Kraliçe olsaydı kocasının diğer kadınlarından çocuğu olmasına mani olurdu.
Kösem kesinlikle Hürrem gibi değildi, aksine bütün kudretini ve asıl hakimiyetini Valide Sultanlık döneminde kazanmıştır. Lütfen bu önemli gerçeği gözardı etmeyelim.
Ayrıca Mahfiruz ve Kösem arasında muhakkak bir rekabet savaşı olmuştur, ama bu savaşı Mahfiruz kaybetmemiş, bilakis kazanmıştır. Çünkü hem Valide Sultan olmuş hemde seneler sonra Kösem eski ortağının ailesine hakaret etmek için Mahfiruz'un kuzinleri olan Şekerpare ve Saçbağını Saraya getirttirip oğluna Cariye diye hediye etmek istemiştir. Fakat burda Kösem'in planı istediği gibi gelişmeyerek Şekerpare Hazinedar mevkiine çıkmış, Saçbağı'da Sultan İbrahim'in nikahlı eşi olmuştur. Gelinlerinin entrikaları yüzündende sonunda tatlı canından olmuştur.

Montag, 7. September 2015

PAPAZIN KIZI

Bilmem hiç dikkatinizi çektimi, ama Hürrem'in babası için Polonyalı bir Papaz deniliyor, aynı şekilde Kösem'in babası içinde Papaz olduğu iddia ediliyor. Ne tuhaf değilmi?! Bu konuda son araştırmalara dayanılan değerli bilgiler paylaşmak istiyorum.

Hürrem ve Kösem'in tarihde birer kötü örnek oldukları için, bazı üstünkörü kişiler tarafından Papaz kızları oldukları ileri sürülmüştür. Halbuki son araştırmalara göre böyle birşey söz konusu değildir. Hürrem aslında Rutenyalı bir Çifçi'nin kızıdır. Kösem'in babası ise Rum değilde varlıklı bir Boşnaktır. Hatta bu adam, kızını Bosna Beylerbeyine bir nevi saygı göstergesi olarak hediye etmiştir. Bu bilgi henüz yayımlanmamış Prenses Mihrieda Muzaka'nın Anılarında bulunmaktadır. Anıların sahibi Sayın Nimet Toptani'nin tarafıma gönderdiği Hatıraların kopyalarından kesitler ekliyorum:

(...) Mahpeyker namı diğer Kösem Sultan, Mora'ya hicret etmiş bir Boşnağın kızıdır. Pederi hali vakti yerinde bir zat imiş, bilaveled ölen kayınbiraderinin sahip olduğu topraklarda pek mağfur bir tacir olmuş. Mora'da ikamet ederkende büyük kızı, müşarünileyha tevellüt etmiş. Bu kerimesinden hariç dört evladı daha varmış. Yegane oğlu, bilahare ihtida edip Mehmet adını almış. Boşnak Mehmet Ağa hemşiresinin Saray'da nüfuz sahibi olmasına binaen Enderun Mektebine dahil edilmiştir (...) 

Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanından sonra değişik kişiler yeni Devlet Sistemine yaranmak için Osmanlı Hanedanını karalama kampanyasına giriştikleri ortadadır. Örnek olarak Padişah Anaları kitabını anmak istiyorum. Bu sözde Kaynak Eser baştan sonuna kadar yalan yanlış bilgilerle doludur. Aynı şekilde Padişahlara hakaret etmek için Hürrem ve Kösem'den için Papaz kızları oldukları ileri sürülmüştür. Ama bu yanlış bilginin aslında dönemin Avrupalı Yazarları tarafından ortaya atıldığını unutmamak lazım. Buna sebep ise Osmanlı Padişahına hakaret etmek için Bakın müslüman Hükümdarı fakir bir hristiyan Papazın kızından dünyaya gelmiş demek istemeleridir. Peki bunu Türk Tarihcileri niçin farketmemişlerdir? Niçin bu hatayı sürdürmüşlerdir? Niçin detaylı araştırmalar yapmamışlardır? Halbuki araştırmalar yapılsaydı ortaya tamamiyle bambaşla bir gerçekle karşılaşabilirlerdi. Bu soruların açıklamasıda maalesef çok acıdır: Kadınlara değer verilmeyen bir ortamda, ne için Köle olan bir Padişah eşini araştırsalardıki! İşte cevap budur. Yaşadığımız şu dönemde üstünkörü tarihciler tarafından kaynayan sözde Türk Akademisyenler Camiasına açıkcası acıyorum. Artık bütün gerçekler intizamlı araştıran Avrupalı Tarihcilerdedir - bunu inkar edemeyiz artık.

Bakın Prenses Mihrieda Muzaka, Hürrem Sultan'dan için ne yazmış:

(...) Mamafih bu fevkalade kurnaz fikirli kadın'ın biraderinin soyu halen devam etmektedir. (...) Haseki Sultan makamına nail olmasından sonra ailesine mütemadiyen yardım etmiştir. Hatta Polonya kralına yazdığı mektuplarda yeğeni Jan Lisowski için türlü makamlara tayin edilmesini istemiş ve arzusu yerine getirilmiştir. (...) Nihayet Jan Lisowski'nin oğlu Aleksander, Litvanyaya hicret etmesine binaen Kral tarafından kendisien Litvanya Dükü titri tevcih edilmiştir (...)

Mittwoch, 2. September 2015

KÖSEM VE SAÇBAĞI SULTANLAR

Kösem Sultan'ın ikinci oğlu ve Deli lakabıyle tarihe geçmiş Sultan I. İbrahim'in eşlerinden olan Saçbağı Sultan, aynı zamanda Çerkes prensesi olup Çerkes kralı İnal'ın soyundandı. Merhum dedem Celal Bey'in yazılarında şu bilgileri kayıt etmiştir:

Vaktiyle Kösem kul cinsinden geldiği için asilzade olan gelinlerini pek sevmezdi. Bu sebeptende onlara türlü cefa çektirmekten pek zevk alırdı. Sultan İbrahim'in asil soyundan gelme zevceleri: Dilaşub, Muazzez, Ayşe, Mahienver ve Saçbağı hakkında muhtelif dedikodular saçmaktan kendini alamıyordu. Lakin İbrahim'in bu nisvandan pek hoşnut olduğu için onları yegane lafları ile tenkid edebiliyordu. Zira İbrahim haremini, akli dengesi pek yerinde olmamasına rağmen daimi suretle savunuyordu. Validesi de oğlunun devlet işinden elini çektiği müddetce haremine karışmıyordu. Fakat pek akıllı ve kurnaz olan padişah zevcesi Saçbağı Sultan, damarlarında taşıdığı asil kanın verdiği gurur ile Kösem'e başını eğmek istemiyordu. Neden bu sebeptende Hazinedar makamında bulunan amcazadesi Şekerpare Hatun ile kocasına muhtelif fikirler verip kindar validesinin pençesinden kurtulmasını istiyorlardı. (...) Kösem oğlunun tek başına hakim olma heveslerinin kabardığını hissettiği vakit de gözünü kırpmadan İbrahim'i tahttan indirtip katledilmesine göz yummuştur. (...) Esas adı Şehsuvar olan Şekerpare Hatun'un amcazadesi Leyla Saçbağı Sultın'ın aklına girip bir merasim esnasında Kösem Sultan'a dikbaşlık etmesini sağlamıştı. Bütün Hasekiler kayınvalidelerinin eteğini öperken, Saçbağı'na sıra geldiğinde bu yekten >Ne içün haşmetlü efendimize, hükmünü layık görmeyen bir Valide'ye boyun eğeyim< demişti. Bu hadiseye mukabil Saray'da bir kıyamettir koptu. Zaten pek vakit geçmeden Sultan İbrahim de canından oldu. Muhtemelen gelini'nin dikbaşlığını saltanatının sallatında bulunduğuna hükmeden Kösem de oğlunu bütün bütün gözünden çıkarmıştı. (...) Atike, Bican Sultanlarla Şehzade Selim'in annesi olmasına rağmen Saçbağı Leyla kızları ile Eski Saraya mahpus edilmiştir. (...) Bilahare Saray Musiki Hocası Polonyalı Ali Ufki, Kösem Sultan'a yaranmak için Saçbağı Sultan hakkında pek nahoş bir Şarkı bestelemiştir (...)

Dienstag, 1. September 2015

MAHFİRUZ SULTAN'A YAZILAN MERSİYE

Mirza Alkas Çerkasski'nin kızı Hatice Mahfiruz Sultan 1603 yılında Sultan I. Ahmet ile evlendirilmiştir. Buna öncü olan ilk kişi halası Servazat Hatun'du. Eski aile kayıtlarından Mahfiruz Sultan adına yazılmış bir mersiye buldum:

Ya Allah, indim bu ateşefşan aleme,
Hat eyle ey adem-i muhammedi bu felaketdide halime,

Çeşmi giryanım bi pak evladım Osman Han,
Cihan tahtı nasip idü şehinşahi oldu elhamdülillah heman,

(...) bu kısım okunamadı (...)

Mah-i Firuz nam bi aciz kulun feryadı figan eyler,
(...) okunamadı (...)
Ah imdi kalbime huzur eyle ya rabbim.