Rahmetli dedemin notlarından Sultan İbrahim'in Haremine dair bilgiler:
(...) Fevkalade kurnaz Şekerpare Hatun'un himmeti ile Harem-i Hümayun'a kabul edilen Leyla Hatun, uzun sarı saçı ve mavi badem gözleri ile Sultan İbrahim'in gönlünü fethetmişti. Çerkes usulü saçlarını bağlayan Leyla Hatun, Sultan İbrahim'in o derece hoşuna gitmiş ki artık nezdin de yegane Saçbağı namı ile hitab ediliyordu. (...) Nikah akdi Saray-ı Hümayun'da muazzam bir törenle icra edildiğin de Dilaşub Haseki, Hazinedar Usta'ya ''Aynı milletten olduğumuz halde bu Kabarday nisvanına ne içün bu derece alaka ihsan ediliyor, biz de Çerakese değilmiyiz, karındaşıma yevmi 10.000 altını çok gören, şimdi bu hatun'un karındaşı Kenan Paşa'ya 15.000 altın ihsan edilmiş. Benim biraderimin hizmeti devletimiz içün bu vakte dek her daim ferman-ı hümayun ile taltif edilmedi mi'' söylediğini Meleki Hatun hatıratında aynen derc etmiştir. (...) Saçbağı Haseki, Padişah'ın en gözde zevcesi olduğundan derhal hemşiresi Hubyar Hatun'u Harem-i Hümayun'da Hazinedarlar arasına dahil etmiştir. Hubyar Hatun'da amcazadesi Şekerpare Hatun ile nahoş bir rekabet kavgasına sebep olduğundan, Meleki Hatun'da bu iki Çerkes'ten pek bıkmış halde Saray-ı Hümayun'da başka bir milletin kuvvetlenmesine himmet etmiştir. Doğrudan haraç topladığı Ermeni tacirlerin kızlarından mütemadiyen Sultan İbrahim'e bahsedip padişah'ın aklına girmiştir. (...) Nihayet günün birin de Sultan İbrahim baş ağasını celb edip Ermeni mahallesinden pek şişman bir hatun'un bulup getirilmesini buyurmuş. (...) Ermeni mahallesinden Padişah'ın huzuruna 10 tane Ermeni kızı çıkartılmış, Sultan İbrahim de aralarından en şişman olanını seçip doğrudan hasodaya kabul etmiştir. (...) Artık Sultan İbrahim bu şişman Ermeni kızından o derece mest olmuş ki gözü ondan başkasını görmez hale gelmiş. Kendisine Şivekar ismi tesmiye edilen bu hatun acaip derece şişman olmakla beraber Padişah'ın diğer zevcelerini çileden çıkartmayıda ihmal etmemiş. Rus nesebinden olan Tarhan Haseki, derhal bu hatun'un Saray'dan çıkartılmasını istediği halde Kösem Sultan buna mani olmuştur. Zaten Tarhan Haseki bilahare Valide Sultan olup kayınvalidesini de diğer aleme gönderdikten sonra, ilk icraatı Şivekar Haseki'yi Saray-ı Atik'e mahpus edip henüz birkaç senelik islam olan biraderlerini idam ettirip, ibrete alem için diğer haraç toplayan Saraylıların kelleleri ile beraber meydanda sallandırmıştır. Biraderlerinin kanlı gömlekleri Şivekar'a takdim edildiğin de feryad edip aynı gece zarfında saçına ak düşmüş. (...) Şivekar'ın gönül parçalayan feryadının Sultanahmet meydanında dahi işitildiği bilahare nesilden nesile anlatılmıştır. (...) Sultan İbrahim'in Ermeni haremi Şivekar Haseki'den hariç diğer bütün zevceleri cümleten Çerkezistan ve Rus havalinden gelmektedirler.
(...) Sultan İbrahim'in zevcelerinden Ayşe Haseki de Kırım Tatarı olup Girayların akrabasıdır. Ayşe Haseki'nin biraderi'nin nesebinden olan ve halen İstanbul Fatih dahilin de ikamet eden Ahmet Paşazade Salih Bey'dir. (...) Sultan İbrahim katii suretle deli değildir, fakat annesi'nin nihayetsiz iktidar kavgasının kurbanı olmuştur. Biçare Padişah'ın yegane zaafını kullanan bu Rum nesebinden olan Kösem Sultan, kendi evladını, torununu bu hususta kurban etmekten çekinmemiştir. Bilahare Kösem Sultan hakkında evlad katili denilmesi pek isabettir. Fakat diğer Padişah'lar da ellerini kana bulamayı ihmal etmemiştir, neden bu sebepten Sultan Süleyman'ın masumiyeti mevzu bahis olmadığı gibi Sultan İbrahim de ve validesi de masum değildir. Hakşinaslık hususunda Kösem Valide, Selim-i Evvel'den veyahut Kanuni Sultan Süleyman'dan muhakkak bari'dir.(...)
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen