Bugünlerde rahmetli dedem Celal Bey'in notlarından başımı kaldıramıyorum, çünkü o kadar çok değerli bilgiler varki anlatmakla bitmez. Aslında bu notların kesinlikle yayımlanması lazım, bu yüzden bazı bölümlerini burada ilgilenenlerle paylaşmak istiyorum.
Notlarda anlatılan ve Yavuz Sultan Selim'in Haremin de geçen enteresan bir olayı buraya ekliyorum:
(...) Hafza Sultan'ın dairesinde hizmet gören ve babasının Sarayından beraberinde getirdiği Felek Hatun, vakti zamanında pek güzelmiş ve Güranizade ile nikahı dahi mevzu bahis olmuş. Fakat Felek Hatun efendisi Hafza Sultan'ın yanından ayrılmak istemediğinden istikbali pek parlak olan Güranizade'yi kabul etmemiş. Nihayet bir gün Yavuz Selim zevcesini ziyarete dairesine gelmiş ve Felek Hatun'a tesadüf etmiş. Padişah derhal Felek Hatun'u huzuruna celb ederek yanında oturan zevcesi Hafza Hatun'a 'Memleketlini bizim Paşa'ya verelim' demiş. Hafza Sultan'da bir el işareti ile Felek Hatun'a konuşmasını buyurmuş. Müsade alan Felek Hatun'da başı eğik ve el pençe divan halde 'Şevketlü Efendimiz, kulunuzun muradı efendimize hizmet etmekdir, maada bir arzum yoktur' diye cevap vermiş. Yavuz Selim kızın cevabından pek hoşlanmış ve aradan bir süre sonra Has Odaya alıp Hazinderlarına dahil etmiş. Felek Hatun bu tayin hasebi ile efendisi Hafza Sultan'la arasının açılmasından korkmuş. Doğrudan Hafza Sultan'ın yanına gidip ayaklarına kapanıp 'Efendim, kulunuz Felek'i azad ediniz, sizin müteessir olmanıza sebep olmak istemem' demiş. Hafza Sultan'da nedimesini ayağa kaldırıp kucaklamış ve 'Müteessir olma, senin bir günahın yoktur, Efendimize söylerim, Bahçesaray'a dönebilirsin' demiş.(...) Hafza Sultan bilahare Valide Sultan oluncada vefakar nedimesini tekrar İstanbul'a getirtip Baş Kalfası yapmıştır.
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen