Donnerstag, 3. November 2016

MELEKİ HATUN'UN ÖLDÜRÜLMESİ

Kösem Sultan'ın en sadık hizmetlisi ve Saray'ın Baş Hazinedarı Meleki Hatun'un ihaneti sonucu Kösem Sultan öldürülmüştür. Şayet Meleki Hatun, Sultan IV. Mehmet'in öldürülmesi planını Turhan Sultan'a ihbarlamasaydı, o zaman hem IV. Mehmet hemde annesi Turhan Sultan öldürüleceklerdi. 
Kösem Sultan son an'a kadar kimin kendisine ihanet ettiğini bilmedi ve öğrenemedende öldürüldü. Peki Meleki Hatun neden efendisi Kösem Sultan'a ihanet etmişti? Şan ve şöhret için mi yoksa başka bir sebepten mi efendisini sırtından hançerlemişti? Aslında Meleki Hatun şan ve şöhret için yaptığı söylenemez, çünki zaten şanı ve şöhreti vardı, devletin en zengin ve en kudretli kişilerinden biriydi. O zaman neden ihanet etti? Bu sorunun cevabını Venedik Elçisi Giovanni Cappello 1652 yılında şu şekilde vermiş:
(...) Sarayın baş nedimelerinden olan Arnavut kadın, çocukluğundan buyana büyük hürmet ve sevgi ile bağlı olduğu Sultan'a (IV. Mehmet kastediliyor) zarar gelmesine gönlü razı gelmediğinden, çok sevdiği efendisi Büyük Sultan Kadın'ı Mehmet'in annesine ihbarlamış (...)

Kösem Sultan'ın öldürülmesinden sonra Turhan Sultan Meleki Hatun'u gene Baş Hazinedar olarak makamında bırakmış ve onu altınlara boğmuş. Ama Meleki Hatun ihanetinin bedelini çok ağır ödemiştir. 1656 yılında Vakayı Vakvakiye olarak tarihe geçen ayaklanmada kocası Şaban Ağa ile beraber Yeniçeriler tarafından parçalanmıştır. Bu olayı Fransız Elçisi Jean de la Hay 1656 yılında şöyle anlatıyor:
(...) gözü dönmüş Yeniçeriler Sarayı bastıklarında Arnavut kadını ve kocasınıda ellerine geçirmişler. Bunlarla beraber Mehmet Paşa'nın karısı olan Arnavut kadın'ın kızkardeşi ve yeğeni İbrahim Ağa'yıda bir avluya götürüp cümle alemin gözünün önünde başlarını kesmişler. Arnavut kadını en son idam etmişler. Kocasını, kız kardeşini ve yeğeninin öldürülmesini görünce feryad edip tanrısına dua etmiş. Sonra Arnavut kadının başını kesmişler. Ama kadının başını kesmek isteyen Cellat baltayı kadının arka kafasına indirmiş, açılan yaradan etrafa kan fışkırmış, ancak ikinci defa baltayı indirdiğinde kadının başı gövdesinden kesilmiş. (...) Yeniçeriler öldürdükleri Saraylıların başlarını meydanda bir ağaca asıp gövdelerinide bu ağacın dibine bırakmışlardır. Günlerce ibret olsun diye kanlı başlar ağaçta rüzgarlarla sallanırken gövdelerde ağacın dibinde kalmıştır (...)

Ne kadar feci bir son. Meleki Hatun'un ve akrabalarının cesedleri sonradan yakınları tarafından İsyancılardan satın alınarak defn edilmiştir.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen