Sayın Talha Uğurluel,
Öteki Gündem isimli TV Programın'da büyük halam Mahidevran Haseki'den için Köle Kadın dediniz. Biz Temrukoğlu ve Çerkasski ailesi olarak sizi kınıyoruz. Hürrem Haseki'den için bu terimin kullanılması uygun olabilir ama halamız Mahidevran Haseki için kullanılması doğru değildir.
Mahidevran Haseki satılmış bir Köle değildir!!! Biz ailece bu sayfada kaç tane Belge yayımladık ve halamızın bir Köle olmadığını bu Belgeler sayesinde kanıtladık.
Lütfen söylediklerinize çok dikkat ediniz, orda bahsettiğiniz insanların aileleri hala devam ediyor. Hiç mi düşünmüyorsunuz, kendi halanızdan, kız kardeşinizden için Kadın Köle denilse siz nasıl bir tepki gösterirdiniz? Yanlızca sizin için değil, diğer hiç düşünmeden ithamlarda bulunanlar için de söylüyorum!
Türkiye de 2 Milyon kadar Çerkes yaşıyor. Halam Mahidevran Haseki'den için Köle dediğiniz de bu insanlarada hakaret etmiş olduğunuzu sakın unutmayın lütfen.
Freitag, 28. März 2014
Donnerstag, 27. März 2014
Çerkasski Hanedanı'nın Kadersiz Prensesleri
Çerkasski Hanedanı'nın kadersiz prensesi birtek Mahidevran Haseki değildir, gene aynı Hanedan'dan olan başka prenseslerin de akıbeti çok acıklı olmuştur. Mahidevran Haseki'nin hayatta bulunduğu sırada erkek kardeşi Prens Temruk İdaroviç'şn kızı Prenses Goşeney, Korkunç lakabıyla tarihe geçen Çar IV. Ivan'la 1561 de evlendirilmişti. Prenses Goşeney, rus çarıyla evlenmesinden sonra zorunlu olarak Hristiyanlığı kabul etmişti ve vaftiz edilip Maria ismini almıştı. Artık Çariçe Maria Temrukovna olarak anılıyordu. Biçare prenses, Korkunç İvan'a bir erkek evlat dünyaya getirmesine rağmen Rus Sarayı tarafından sevilmiyordu. Rus Asilzadeleri kendisine karşı türlü entrikalar kuruyor ve Çerkes Prensesini yok etmek için uğraşıyorlardı. Prenses'in oğlu Veliaht ilan edilen Prens Vasili henüz bebekken entrikalıcar tarafından 1563 senesin de Sarayın Havuzunda boğduruldu. Çocuğun öldürülmesinden sonra'da Maria Temrukovna 1569 yılında zehirletilerek katledildi. Söylendiğine göre Korkunç İvan bütün eşleri arasında en çok bu Çerkes Prensesini sevmiş ve onun öldürülmesine çok üzülmüştür.
Mahidevran Haseki'nin öz be öz yeğeni olan Maria Temrukovna maalesef Politikaya kurban edilmiş biçare Çerkasski Prenseslerinden biriydi. Aynı şekilde Mahidevran Haseki de Politika için Osmanlı Sarayına verilmişti. Mahidevran Haseki'nin en büyük ablası Şahıdevran Hatun ise gene siyasi iletişim için Karagöz Ahmet Paşayla evlendirilmiş ve eşinin 1511 yılındakş Şahkulu İsyanında öldürülmesinden sonra genç yaşında dul kalmıştı. Mahidevran Haseki'nin diğer iki kız kardeşi olan Akile ve Belkıs Hatunlarda hiç evlenmemişlerdi. Belkıs Hatun'un kaderi de kardeşleri gibi çok acı olup son yıllarını Ev-Hapsi içinde geçirmişti. Yeğeni Şehzade Mustafa'nın katledilmesinden sonra Sultan Süleyman'a yazdığı mektup yüzünden 7 sene hapis hayatı yaşayıp bir kuru ekmeğe muhtaç halde 1560 senesin de vefat etti.
Bu kadar acı olaylar yaşayan Çerkasski Hanedanı herşeye rağmen Osmanlı Sarayı ile iletişimi bitirmemiş, bilakis ileriki dönemlerde gene Saraya kız vermiştir. Mahidevran Haseki'nin ağabeyi Mustafa Paşa'nın kızı Servazat Hatun, Sultan II. Selim'in ölümünden sonra 1575 yılında yaklaşık 50 yaşındayken Saray'ın Baş Hazinedar olarak tayin edilmiş ve hayatının sonuna kadar bu makama sahip olmuştur. Servazat Hatun'un Osmanlı Sarayında Baş Hazinedar olmasını rahmetli dedem notlarında şöyle yazıyor:
(...) Artık Sarı Selim de hakkın rahmetine kavuşunca Nurbanu Haseki, Valide Sultan olmuştur. Bu kadın fevkalade malumatlı olup devrin en mühim ailelerinden biri olan Baffo'lardandı. Baffo ailesi hem Asilzade olup hem de Venedik'in en kudretli Hanedanlarından biri idi. Neden bu sebepten Nurbanu Valide Sultan'da zevci'nin saltanatı müddetince ve bilahare oğlu'nun iktidarında ailesinin kudretine kudret katmış Venedik'in hayrı için çalışmıştır. Yanlız bunlarla'da kalmayıp yeğeni Sofıa Baffo'yu (namı diğer Safiye Sultan) İstanbul'a getirtip oğlu III. Murat'a nikahlatmıştır. Bu suretle ileri ki devirler için de ailesinin Saray'da ki hakimiyetinin devamını sağlamıştı. Fakat III. Murat, zevcesi Safiye Haseki'nin Harem de ki kıskançlık sahnelerinden pek muzdarip halde kendisine maada bir Hatun'un takdim edilmesini buyurmuştu. Nurbanu Sultan ise, genç devrin de şahit olduğu nahoş hadiseler sebebiyle evladının çok eşliliğini pek tasvip etmediğinden uzun süre buna mani olmak için pek uğraşmıştı. Fakat Hanedan'ın bekası için oğluna evvela dört kadın'a kadar müsade etmiştir. Nurbanu Sultan gelinleri'nin kendisi gibi Asilzade ailelerine mensup olmalarına bilhassa dikkat etmiştir. Bu sebepten 1575 senesin de Eflak Beyi Mircea III. Ciobanul'un kızını oğluna nikahlatmıştır. Nihayet Nurbanu Sultan 1683 senesin de vefat edince III. Murat'ta artık maada kadınlar almaya başlamıştı. Annesi'nin Valide Sultanlık devrin de Harem de bulunan kızların çoğunluğu İtalyan olduklarından III. Murat artık başka milletlerden olan kızların Saraya kabulünü buyurmuştur. Bu tarihten itibaren büyük babası Sultan Süleyman devrin de olduğu gibi Kafkasya, Kırım, Ukrayna ve Rusya'dan kızlar getirilmeye başlanmıştır. (...) Tiryaki Hasan Paşa'nın himmetiyle Saray'a Çerkes'lerin prenslerinden Pşeapşoko'nun kızı Rohan Hatun getirilmiş ve III. Murat bu kızdan fevkalade mest olmuş kendisine Şemsi Ruhsar ismini tesmiye etmiştir. Şemsi Ruhsar Haseki, padişah zevcesi olmasından sonra Saray'da pek güzel gün görmemiş ve Baş Haseki olan Safiye Sultan'dan pek çekmiştir. Şemsi Ruhsar Haseki Saray'a telli duvaklı gelin geldiğinden Safiye Sultan kendisine pek kin beslemiştir. Kendi düğünü nispeten pek sade vuku bulduğundan ve zevci'nin bu denli kumasına bağlanması artık kin ve nefretini ziyadeleşmiştir. Şemsi Ruhsar Haseki Çeyizine dahil olan 20 Nedimesi olmasına rağmen Saray'da pek yanlız ve biçare kaldığından III. Murat'tan Çerkasski Hanedan'ından olan Servazat Hatun'u yanına almasına müsade edilmesini rica etmiştir. Servazat Hatun babasının katledilmesinden sonra halası Mahidevran Haseki'nin yanına Bursa'ya gitmiş ve Mahidevran Haseki'nin de vefatından sonrada Bursa'dan ayrılmamıştı. Derhal padişah emriyle İstanbul'a Saraya getirilip Şemsi Ruhsar Haseki'nin maiyetine dahil edilmiştir. Servazat Hatun pek malumatlı ve gün görmüş muhterem bir hatun olduğundan, Şemsi Ruhsar Haseki'ye yol göstermiş ve Saray'da ki makamını muhafaza etmesini mümkün kılmıştır. (...) Sultan III. Murat 1595 senesinde vefat edince Safiye Sultan'ın oğlu III. Mehmet namıyle padişah olmuştur. Safiye Sultan derhal diğer kumalarını Eski Saray'a göndermiştir. Fakat III. Mehmet cici annesi Şemsi Ruhsar Hasekiyle pek iyi geçindiğinden Eski Saraya gönderilmesine müsade etmemiştir. Bu suretle Şemsi Ruhsar Haseki ve maiyeti Saray'da kalmışlardır. Safiye Sultan buna pek hiddetlenmesine rağmen Şemsi Ruhsar Haseki'nin devlet işlerine karışmadığından ve erkek evladıda olmadığından onunla uğraşmayı bırakmıştır. Lakin Servazat Hatun Saray'da tekrar Çerkeslerin kuvvetlenmesi için III. Mehmet'in haremini Kafkas milletinden teşkil etmek için çalışmıştır. Bu şekilde Abaza diyarından Akuc Bey'in kızı Altunşah Hatun'u getirtmiş ve III. Mehmet'le evlendirmeye muvaffak olmuştur. Altunşah Hatun padişah zevcesi olmasından sonra kendisine Alime ismi tesmiye edilmiştir. Alime Haseki'den bilahare padişah olan I. Mustafa dünyaya gelmiştir. Servazat Hatun aynı anda'da Alime Haseki'nin hemşiresini de kendi yeğeniyle evlendirmiştir. Safiye Sultan oğlunun ilk iki zevcesini kendi seçmişse de III. Mehmet'in son iki zevcesini Servazat Hatun Saraya getirtmiştir. Neden bu sebepten Çerkes olan Handan Haseki de gene Servazat Hatun'un himmetiyle Padişah zevcesi olmuştur. Handan Haseki'nin oğlu I. Ahmet 1603 tarihin de padişah olunca'da Servazat Hatun'u Sarayın Baş Hazinedarı yaptı. Bu suretle Servazat Hatun ailesinin intikamını almıştı ve Osmanlı Sarayında tekrar Kafkas milletinin kudretlenmesini mümkün etmişti. (...)
(...) Handan Valide Sultan, Servazat Hatun'un yeğeni Hatice Hatun'u oğlu I. Ahmet'le evlendirmiştir. Padişah eşi olan Hatice Hatun'a Mahfiruz ismi verilmiştir. Mahfiruz Haseki bir süre Sultan I. Ahmet'in tek eşi kalmayı başarmış, fakat Safiye Sultan'ın entrikası sayesinde saray'a çerkes olmayan Kösem Hatun alınıp Sultan I. Ahmet'e takdim edilmiştir. Padişah bu kadından pek hoşlandığından kısa sürede Gözdesi olup pek çok evlat dünyaya getirmiştir. Evlatlarından aldığı kuvvetle de Saray'da pek nüfuz sahibi olmuştur. Handan Valide Sultan artık kayınvalidesi Safiye Sultan'ın gölgesinden çıkıp kendi hükümranlığını sürebilmek için de türlü dedikoduyla Safiye Sultan'ı Eski Saray'a defetmeyi başarmıştır. O tarihler de Saray'a Abaza beyi Akuc Bey'in soyundan Melek mahlasıyla meşhur Ahmet Paşa ve İbşir mahlasıyla meşhur Mustafa ve Hasan Paşalar alınmıştı (...).
Mahidevran Haseki'nin öz be öz yeğeni olan Maria Temrukovna maalesef Politikaya kurban edilmiş biçare Çerkasski Prenseslerinden biriydi. Aynı şekilde Mahidevran Haseki de Politika için Osmanlı Sarayına verilmişti. Mahidevran Haseki'nin en büyük ablası Şahıdevran Hatun ise gene siyasi iletişim için Karagöz Ahmet Paşayla evlendirilmiş ve eşinin 1511 yılındakş Şahkulu İsyanında öldürülmesinden sonra genç yaşında dul kalmıştı. Mahidevran Haseki'nin diğer iki kız kardeşi olan Akile ve Belkıs Hatunlarda hiç evlenmemişlerdi. Belkıs Hatun'un kaderi de kardeşleri gibi çok acı olup son yıllarını Ev-Hapsi içinde geçirmişti. Yeğeni Şehzade Mustafa'nın katledilmesinden sonra Sultan Süleyman'a yazdığı mektup yüzünden 7 sene hapis hayatı yaşayıp bir kuru ekmeğe muhtaç halde 1560 senesin de vefat etti.
Bu kadar acı olaylar yaşayan Çerkasski Hanedanı herşeye rağmen Osmanlı Sarayı ile iletişimi bitirmemiş, bilakis ileriki dönemlerde gene Saraya kız vermiştir. Mahidevran Haseki'nin ağabeyi Mustafa Paşa'nın kızı Servazat Hatun, Sultan II. Selim'in ölümünden sonra 1575 yılında yaklaşık 50 yaşındayken Saray'ın Baş Hazinedar olarak tayin edilmiş ve hayatının sonuna kadar bu makama sahip olmuştur. Servazat Hatun'un Osmanlı Sarayında Baş Hazinedar olmasını rahmetli dedem notlarında şöyle yazıyor:
(...) Artık Sarı Selim de hakkın rahmetine kavuşunca Nurbanu Haseki, Valide Sultan olmuştur. Bu kadın fevkalade malumatlı olup devrin en mühim ailelerinden biri olan Baffo'lardandı. Baffo ailesi hem Asilzade olup hem de Venedik'in en kudretli Hanedanlarından biri idi. Neden bu sebepten Nurbanu Valide Sultan'da zevci'nin saltanatı müddetince ve bilahare oğlu'nun iktidarında ailesinin kudretine kudret katmış Venedik'in hayrı için çalışmıştır. Yanlız bunlarla'da kalmayıp yeğeni Sofıa Baffo'yu (namı diğer Safiye Sultan) İstanbul'a getirtip oğlu III. Murat'a nikahlatmıştır. Bu suretle ileri ki devirler için de ailesinin Saray'da ki hakimiyetinin devamını sağlamıştı. Fakat III. Murat, zevcesi Safiye Haseki'nin Harem de ki kıskançlık sahnelerinden pek muzdarip halde kendisine maada bir Hatun'un takdim edilmesini buyurmuştu. Nurbanu Sultan ise, genç devrin de şahit olduğu nahoş hadiseler sebebiyle evladının çok eşliliğini pek tasvip etmediğinden uzun süre buna mani olmak için pek uğraşmıştı. Fakat Hanedan'ın bekası için oğluna evvela dört kadın'a kadar müsade etmiştir. Nurbanu Sultan gelinleri'nin kendisi gibi Asilzade ailelerine mensup olmalarına bilhassa dikkat etmiştir. Bu sebepten 1575 senesin de Eflak Beyi Mircea III. Ciobanul'un kızını oğluna nikahlatmıştır. Nihayet Nurbanu Sultan 1683 senesin de vefat edince III. Murat'ta artık maada kadınlar almaya başlamıştı. Annesi'nin Valide Sultanlık devrin de Harem de bulunan kızların çoğunluğu İtalyan olduklarından III. Murat artık başka milletlerden olan kızların Saraya kabulünü buyurmuştur. Bu tarihten itibaren büyük babası Sultan Süleyman devrin de olduğu gibi Kafkasya, Kırım, Ukrayna ve Rusya'dan kızlar getirilmeye başlanmıştır. (...) Tiryaki Hasan Paşa'nın himmetiyle Saray'a Çerkes'lerin prenslerinden Pşeapşoko'nun kızı Rohan Hatun getirilmiş ve III. Murat bu kızdan fevkalade mest olmuş kendisine Şemsi Ruhsar ismini tesmiye etmiştir. Şemsi Ruhsar Haseki, padişah zevcesi olmasından sonra Saray'da pek güzel gün görmemiş ve Baş Haseki olan Safiye Sultan'dan pek çekmiştir. Şemsi Ruhsar Haseki Saray'a telli duvaklı gelin geldiğinden Safiye Sultan kendisine pek kin beslemiştir. Kendi düğünü nispeten pek sade vuku bulduğundan ve zevci'nin bu denli kumasına bağlanması artık kin ve nefretini ziyadeleşmiştir. Şemsi Ruhsar Haseki Çeyizine dahil olan 20 Nedimesi olmasına rağmen Saray'da pek yanlız ve biçare kaldığından III. Murat'tan Çerkasski Hanedan'ından olan Servazat Hatun'u yanına almasına müsade edilmesini rica etmiştir. Servazat Hatun babasının katledilmesinden sonra halası Mahidevran Haseki'nin yanına Bursa'ya gitmiş ve Mahidevran Haseki'nin de vefatından sonrada Bursa'dan ayrılmamıştı. Derhal padişah emriyle İstanbul'a Saraya getirilip Şemsi Ruhsar Haseki'nin maiyetine dahil edilmiştir. Servazat Hatun pek malumatlı ve gün görmüş muhterem bir hatun olduğundan, Şemsi Ruhsar Haseki'ye yol göstermiş ve Saray'da ki makamını muhafaza etmesini mümkün kılmıştır. (...) Sultan III. Murat 1595 senesinde vefat edince Safiye Sultan'ın oğlu III. Mehmet namıyle padişah olmuştur. Safiye Sultan derhal diğer kumalarını Eski Saray'a göndermiştir. Fakat III. Mehmet cici annesi Şemsi Ruhsar Hasekiyle pek iyi geçindiğinden Eski Saraya gönderilmesine müsade etmemiştir. Bu suretle Şemsi Ruhsar Haseki ve maiyeti Saray'da kalmışlardır. Safiye Sultan buna pek hiddetlenmesine rağmen Şemsi Ruhsar Haseki'nin devlet işlerine karışmadığından ve erkek evladıda olmadığından onunla uğraşmayı bırakmıştır. Lakin Servazat Hatun Saray'da tekrar Çerkeslerin kuvvetlenmesi için III. Mehmet'in haremini Kafkas milletinden teşkil etmek için çalışmıştır. Bu şekilde Abaza diyarından Akuc Bey'in kızı Altunşah Hatun'u getirtmiş ve III. Mehmet'le evlendirmeye muvaffak olmuştur. Altunşah Hatun padişah zevcesi olmasından sonra kendisine Alime ismi tesmiye edilmiştir. Alime Haseki'den bilahare padişah olan I. Mustafa dünyaya gelmiştir. Servazat Hatun aynı anda'da Alime Haseki'nin hemşiresini de kendi yeğeniyle evlendirmiştir. Safiye Sultan oğlunun ilk iki zevcesini kendi seçmişse de III. Mehmet'in son iki zevcesini Servazat Hatun Saraya getirtmiştir. Neden bu sebepten Çerkes olan Handan Haseki de gene Servazat Hatun'un himmetiyle Padişah zevcesi olmuştur. Handan Haseki'nin oğlu I. Ahmet 1603 tarihin de padişah olunca'da Servazat Hatun'u Sarayın Baş Hazinedarı yaptı. Bu suretle Servazat Hatun ailesinin intikamını almıştı ve Osmanlı Sarayında tekrar Kafkas milletinin kudretlenmesini mümkün etmişti. (...)
(...) Handan Valide Sultan, Servazat Hatun'un yeğeni Hatice Hatun'u oğlu I. Ahmet'le evlendirmiştir. Padişah eşi olan Hatice Hatun'a Mahfiruz ismi verilmiştir. Mahfiruz Haseki bir süre Sultan I. Ahmet'in tek eşi kalmayı başarmış, fakat Safiye Sultan'ın entrikası sayesinde saray'a çerkes olmayan Kösem Hatun alınıp Sultan I. Ahmet'e takdim edilmiştir. Padişah bu kadından pek hoşlandığından kısa sürede Gözdesi olup pek çok evlat dünyaya getirmiştir. Evlatlarından aldığı kuvvetle de Saray'da pek nüfuz sahibi olmuştur. Handan Valide Sultan artık kayınvalidesi Safiye Sultan'ın gölgesinden çıkıp kendi hükümranlığını sürebilmek için de türlü dedikoduyla Safiye Sultan'ı Eski Saray'a defetmeyi başarmıştır. O tarihler de Saray'a Abaza beyi Akuc Bey'in soyundan Melek mahlasıyla meşhur Ahmet Paşa ve İbşir mahlasıyla meşhur Mustafa ve Hasan Paşalar alınmıştı (...).
Mittwoch, 26. März 2014
Mahidevran Haseki Düzmece Mustafa İsyanını Destekledimi?
İsmi malum dizi de güya Mahidevran Haseki'nin bu isyanı desteklediği gösterildi. Fakat gerçekte öyle birşey olmadı, olmasıda mümkün değildi. Mahidevran Haseki isyanı desteklemek isteseydi bile bunu yapmak için maddi imkanı yoktu. Şehzade Mustafa'nın katlinden sonra malum olduğu üzere Mahidevran Haseki, kız kardeşleri, oğlunun ailesi Bursa'ya sürgün edildiler. Bu sırada Sultan Süleyman, Mahidevran Haseki'nin bütün mal varlığına el koymuştu. Mahidevran Haseki oğlunun türbesini de ancak seneler sonra kendisine Leyszade Konağı tahsis edilmesiyle yaptırabilmişti. Yani Düzmece Mustafa isyanı sırasında Mahidevran Haseki'nin parası olmadığı gibi sefil bir hayata mahkum olduğundan maddi bir destek vermesi imkansızdı.
Dizi de halamın isyana yardım etmiş gibi gösterilmesinin nedeni de Sultan Süleyman'nın sürgün ettiği eşine sahip çıkmamasına bir sebep vermek içindi. Bu şekilde güya Mahidevran Haseki hak ettiğini bulmuş gibi oluyor, halbuki Sultan Süleyman'ın yaptığı sadece vicdansızlıktan başka birşey değil. Masum oğlunu öldürttüğü gibi esas eşi olan kadın'a da onca adaletsizliği reva görmesine bir mana verme çabasındalar. Gerçekleri başka türlü gösterip insanların gözlerine bir perde çekme gayesin de olanlara ancak diğer alem de bekleyenleri hatırlatmak isterim. Bu dünya'da adaleti bulamayanlar ebediyette bulacaklardır. Bu dünya'da yalan beyan edenler de diğer alemde cefalarını çekeceklerine inanıyorum.
Dizi de halamın isyana yardım etmiş gibi gösterilmesinin nedeni de Sultan Süleyman'nın sürgün ettiği eşine sahip çıkmamasına bir sebep vermek içindi. Bu şekilde güya Mahidevran Haseki hak ettiğini bulmuş gibi oluyor, halbuki Sultan Süleyman'ın yaptığı sadece vicdansızlıktan başka birşey değil. Masum oğlunu öldürttüğü gibi esas eşi olan kadın'a da onca adaletsizliği reva görmesine bir mana verme çabasındalar. Gerçekleri başka türlü gösterip insanların gözlerine bir perde çekme gayesin de olanlara ancak diğer alem de bekleyenleri hatırlatmak isterim. Bu dünya'da adaleti bulamayanlar ebediyette bulacaklardır. Bu dünya'da yalan beyan edenler de diğer alemde cefalarını çekeceklerine inanıyorum.
Donnerstag, 20. März 2014
Mahidevran Haseki'nin Bursa'da ki Sefaleti
Mahidevran Haseki sürgün de Bursa'da bulunduğu sırada çektiği acıların son nefesine dek sürdüğü bilinen bir gerçektir. Bursa kadısı'nın şikayet ve ısrarla Sultan Süleyman'a gönderdiği mektubun'da artık Mahidevran Haseki'nin sefaletine bir son verilmesini rica etmiştir. Sultan Süleyman'da belki istemeyerek ve vicdan'dan mahsun halde eski Gözdesine, kulları'nın baskısı yüzünden Leyszade Konağının tahsis edilmesini irade buyurmuştur. Lakin Bursa halkı'nın Mahidevran Haseki'ye saygıda kusur etmesinden dolayı durumu düzelmeyerek pek fena bir hale düşmüştür.
Evlat acısıyla yanıp tutuşan Mahidevran Haseki üstüne halkın kendisine hürmet etmemesini de yaşamıştır. Daha dün oğlu Şehzade Mustafa'nın ikbalin de güneşlenen bu yüce kadın, düştüğü felaketin ortasında kalbi parçalanmış harab olmuştur.
Kız kardeşlerinin ölümünden sonra yanın'da sadakatle bağlı kalan hizmetkarlarından hariç kimsesiz kalması'da bu yanlızlığının zirvesi olmuştur. Bu kadar acı ve kederle sınavlanan muhterem ve temiz kalbli büyük-halacığımın psikolojik durumunu düşünmek bile tüğler ürpertici. Yaşadığı acıların bedeli olarak diğer alem de mükafatlandırıldığına ve cennete giren ender insanlardan olacağına inanıyorum.
Rahmetli dedem Celal Bey'in evrakları arasından çıkan ve Mahidevran Haseki için yazılmış mersiyeyi buraya ekliyorum:
Bitmedi bu cihan'ın acısı,
Ne vakit dinerki ruhumun sancısı,
Fena'dan bekaya eyledi rıhlet,
Ya Rab yegane senden bekleriz hikmet,
İçdi ecel şarabını el-hükmü-lillah,
Sualsiz dedi son nefesin de Allah,
O ki Çerkezistan emiri'nin dilberi rana duhteri,
Oldu Osmanlı Sarayında Padişah Süleyman'ın zevcesi,
Gönüllerin şahı El-cedid Mustafa Han maderi,
Şanı pürnur Mahidevran Haseki
Evlat acısıyla yanıp tutuşan Mahidevran Haseki üstüne halkın kendisine hürmet etmemesini de yaşamıştır. Daha dün oğlu Şehzade Mustafa'nın ikbalin de güneşlenen bu yüce kadın, düştüğü felaketin ortasında kalbi parçalanmış harab olmuştur.
Kız kardeşlerinin ölümünden sonra yanın'da sadakatle bağlı kalan hizmetkarlarından hariç kimsesiz kalması'da bu yanlızlığının zirvesi olmuştur. Bu kadar acı ve kederle sınavlanan muhterem ve temiz kalbli büyük-halacığımın psikolojik durumunu düşünmek bile tüğler ürpertici. Yaşadığı acıların bedeli olarak diğer alem de mükafatlandırıldığına ve cennete giren ender insanlardan olacağına inanıyorum.
Rahmetli dedem Celal Bey'in evrakları arasından çıkan ve Mahidevran Haseki için yazılmış mersiyeyi buraya ekliyorum:
Bitmedi bu cihan'ın acısı,
Ne vakit dinerki ruhumun sancısı,
Fena'dan bekaya eyledi rıhlet,
Ya Rab yegane senden bekleriz hikmet,
İçdi ecel şarabını el-hükmü-lillah,
Sualsiz dedi son nefesin de Allah,
O ki Çerkezistan emiri'nin dilberi rana duhteri,
Oldu Osmanlı Sarayında Padişah Süleyman'ın zevcesi,
Gönüllerin şahı El-cedid Mustafa Han maderi,
Şanı pürnur Mahidevran Haseki
Freitag, 14. März 2014
ACI BİR ÖLÜM
Sevgili halamız Muazzez Şahinbey'i kaybettik.
Kabardey Çerkasski Hanedanın'dan Mirza Tobulduko Haydar Bey ahvadından. Merhum Çerkes Mirza Bitu Mustafa Paşa'nın soyundan. Merhum Prens Temruk Haydaroviç Bey'in ve merhume Malhurub Mahidevran Haseki'nin büyük yeğeni. Merhum Ahmet Temrukoğlu ve merhume Safinaz Hanım'ın kızı. Vedat Temrukoğlu ve Şayan Temrukoğlu ve Behiye Özdemiroğlu ve Necati Temrukoğlu'nun ablaları. Merhum Aziz Şahinbey'in sevgili eşi. Vesime Baykal ve Cahide Vlora ve Tarık Şahinbey'in muhterem anneleri.
Ender bir Hanımefendi olan Feride Muazzez Şahinbey'i kaybettik.
Nurlar içinde yatsın sevgili halacığım, yüce Allah'ım mekanını cennet etsin. Amin.
Kabardey Çerkasski Hanedanın'dan Mirza Tobulduko Haydar Bey ahvadından. Merhum Çerkes Mirza Bitu Mustafa Paşa'nın soyundan. Merhum Prens Temruk Haydaroviç Bey'in ve merhume Malhurub Mahidevran Haseki'nin büyük yeğeni. Merhum Ahmet Temrukoğlu ve merhume Safinaz Hanım'ın kızı. Vedat Temrukoğlu ve Şayan Temrukoğlu ve Behiye Özdemiroğlu ve Necati Temrukoğlu'nun ablaları. Merhum Aziz Şahinbey'in sevgili eşi. Vesime Baykal ve Cahide Vlora ve Tarık Şahinbey'in muhterem anneleri.
Ender bir Hanımefendi olan Feride Muazzez Şahinbey'i kaybettik.
Nurlar içinde yatsın sevgili halacığım, yüce Allah'ım mekanını cennet etsin. Amin.
Mittwoch, 5. März 2014
Muhteşem Yüzyıl'ın Bitmek Bilmeyen Muhteşem Hataları !!!
Bir değil, iki değil, üç de değil...hatalar sinciri bitmiyor Muhteşem Yüzyıl dizisin de! Bu haftaki bölümün de Şehzade Bayezid'in kuzini Huricihan Hanım Sultan'la olan evliliği vahim konulardandı. Bütün Saray'da bu yüzden tarifi güç bir kıyamet koptu. Hürrem Haseki'nin etekleri birden tutuştu, zira Bayezid'in evliliği hakkın'da Sultan Süleyman haberdar olduğu takdir de bir felaket kopacağı sürekli ima edildi. Ne saçma!!! Şehzade'nin evli olup olmaması ne gibi bir felaket getirebilirki. Sultan Süleyman'ın kendisi bile nikahla evlenmemişmiydi. Ayrıca Şehzade Mustafa'nın nikahı hakkın'da da böyle olay olmuştu. Neymiş efendim, Şehzade nikah kıydığı için felakete sürüklendi...böyle saçma bir şey olabilir mi.
Biraz mantıklı olalım lütfen. Sultan Süleyman'ın kendisi nikahla evlenmişken niçin oğulları'nın nikahları bir sorun teşkil etsinki. Sonra bundan bir sene önce dizi de Sultan Süleyman'ın bir müslüman Gözdesi olduğu gösterilmişti. Bahsi geçen Cariye'nin müslüman ve Safevi Hanedanından olması öğrenildiğin de sürgüne gönderilmişti. Gerçekte Sultan Süleyman'ın hiçbir zaman Safevi Hanedanına mensup bir Gözdesi olmadı, ama müslüman olan Gözdeleri oldu. Dizi de müslüman bir kız'ın Cariye olması yasaktır gibi gösteriliyor. Böyle büyük bir hata nasıl yapılır yahu, hayret doğrusu.
Müslüman bir kız'ın Saray'da Cariye olması yasak değildi. Mesela Saray'a alınan Çerkes kızları müslümandı, bunlar nasıl Saray'a alınmışlardı? Ayrıca Saray'a girdiği sırada belki hristiyan olan bir kız'ın Saray'a girmesiyle müslüman olması şarttı, peki bu durumda bunlar nasıl Cariye olabiliyorlardı?!
Sultan Süleyman'ın kendisi nikahla evlenmiş olması bir tarafa, Yavuz Sultan Selim de nikahla evlenmişti, yani Sultan Süleyman'ın annesi de hem müslüman'dı hemde babasının nikahlı eşiydi. Tekrar ediyorum, böyle bir durumda niçin Sultan Süleyman oğullarının nikahla evlenip evlenmemelerini sorun yapsın!!! Allah aşkına, biraz mantıklı olalım...dizinin senaryosunu berbat ettiniz.
Bir Şehzade beraber olduğu kadına nikah kıydığı için gözden düşüp idama sürüklenmesi hiç olacak şey mi...Osmanlı bu kadar mı adaletsiz ve basitti.
Ayrıca ne Huricihan ne de Mihrünnisa gerçekte yaşamış kişiler değiller. Şehzade Mustafa'nın bütün eşleri ya Kırım'dan ya da Kırım civarındandı. Sultan Süleyman'ın annesi Kırımlı Giray Hanedanından, Mahidevran Haseki de Çerkes ve Kırım civarından. Şehzade Mustafa'nın ismi bilinmeyen bir eşi'nin de Kırımlı olduğu kayıtlarda. Şu zincirlemeye bakınız, hepside Kuzey Karadeniz Bölgesinden gelmişler. Ayrıca Hürrem'in kendisi de Ukraynalı değilmi, yani gene Kuzey Karadeniz Bölgesi'nin üst tarafları. Bu ne demek oluyor: Demekki o tarihler de ki Harem kızları genellikle Kuzey Karadeniz Bölgesinden geliyorlardı. Ama dizi de maşallah Hırvat'tan geçilmiyordu.
Dizi yapımcılarının acaba Çerkeslerle bir sorunlarımı var'da Mahidevran Haseki'yi ve o dönem de ki Saray Harem mensuplarını tarihe uygun şekilde göstermiyorlar? Rahmetli Meral Okay'ın kendisi de Çerkes-Abaza'larla akrabaydı. Ben anlamıyorum.
Biraz mantıklı olalım lütfen. Sultan Süleyman'ın kendisi nikahla evlenmişken niçin oğulları'nın nikahları bir sorun teşkil etsinki. Sonra bundan bir sene önce dizi de Sultan Süleyman'ın bir müslüman Gözdesi olduğu gösterilmişti. Bahsi geçen Cariye'nin müslüman ve Safevi Hanedanından olması öğrenildiğin de sürgüne gönderilmişti. Gerçekte Sultan Süleyman'ın hiçbir zaman Safevi Hanedanına mensup bir Gözdesi olmadı, ama müslüman olan Gözdeleri oldu. Dizi de müslüman bir kız'ın Cariye olması yasaktır gibi gösteriliyor. Böyle büyük bir hata nasıl yapılır yahu, hayret doğrusu.
Müslüman bir kız'ın Saray'da Cariye olması yasak değildi. Mesela Saray'a alınan Çerkes kızları müslümandı, bunlar nasıl Saray'a alınmışlardı? Ayrıca Saray'a girdiği sırada belki hristiyan olan bir kız'ın Saray'a girmesiyle müslüman olması şarttı, peki bu durumda bunlar nasıl Cariye olabiliyorlardı?!
Sultan Süleyman'ın kendisi nikahla evlenmiş olması bir tarafa, Yavuz Sultan Selim de nikahla evlenmişti, yani Sultan Süleyman'ın annesi de hem müslüman'dı hemde babasının nikahlı eşiydi. Tekrar ediyorum, böyle bir durumda niçin Sultan Süleyman oğullarının nikahla evlenip evlenmemelerini sorun yapsın!!! Allah aşkına, biraz mantıklı olalım...dizinin senaryosunu berbat ettiniz.
Bir Şehzade beraber olduğu kadına nikah kıydığı için gözden düşüp idama sürüklenmesi hiç olacak şey mi...Osmanlı bu kadar mı adaletsiz ve basitti.
Ayrıca ne Huricihan ne de Mihrünnisa gerçekte yaşamış kişiler değiller. Şehzade Mustafa'nın bütün eşleri ya Kırım'dan ya da Kırım civarındandı. Sultan Süleyman'ın annesi Kırımlı Giray Hanedanından, Mahidevran Haseki de Çerkes ve Kırım civarından. Şehzade Mustafa'nın ismi bilinmeyen bir eşi'nin de Kırımlı olduğu kayıtlarda. Şu zincirlemeye bakınız, hepside Kuzey Karadeniz Bölgesinden gelmişler. Ayrıca Hürrem'in kendisi de Ukraynalı değilmi, yani gene Kuzey Karadeniz Bölgesi'nin üst tarafları. Bu ne demek oluyor: Demekki o tarihler de ki Harem kızları genellikle Kuzey Karadeniz Bölgesinden geliyorlardı. Ama dizi de maşallah Hırvat'tan geçilmiyordu.
Dizi yapımcılarının acaba Çerkeslerle bir sorunlarımı var'da Mahidevran Haseki'yi ve o dönem de ki Saray Harem mensuplarını tarihe uygun şekilde göstermiyorlar? Rahmetli Meral Okay'ın kendisi de Çerkes-Abaza'larla akrabaydı. Ben anlamıyorum.
Kanuni Sultan Süleyman'ın Baldızı
Kanuni Sultan Süleyman'ın eşlerinin akrabalarından en çok Mahidevran Haseki'nin ablası Şahıdevran Hatun'a hürmet ederdi ve Şehzade Mustafa'nın gözden düşmesine kadar saygıda kusur etmedi. Bu büyük saygının nedeni Şahıdevran Hatun'un hem Sultan Süleyman'dan yaşca büyük ve Yavuz Sultan Selim'in en gözde vezirlerinden Karagöz Ahmet Paşa'nın eşi olmasındandı. Ayrıca Şahıdevran Hatun'un Karagöz Ahmet Paşa'yla evlenmesi Çerkasski Hanedanı'nın Osmanlı'ya yakınlaşmasının en önemli sebebidir. Sultan Süleyman Mahidevran Hasekiyle evlendiğinde Şahıdevran Hatun'a hürmeten eşine Mahidevran ismini vermiştir. Bu iki ismin birbirine benzerliği zaten dikkat çekiyor.
Karagöz Ahmet Paşa'nın eşi olan Şahıdevran Hatun'un asıl ismi Fatı'dır,ama Osmanlı'ya gelin gidince bu isim değiştirilerek Fatıma (Fatma) şeklini almış ve ek olarak Şahıdevran ismi takılmıştır, zaten daha çok Şahıdevran adıyla anılmıştır.
Şahıdevran Hatun'un nüfuzu eşi Karagöz Ahmet Paşa'nın Sultan II. Bayezid nezdinde yükselmesiyle başlıyor. Karagöz Ahmet Paşa sayesin de, o tarihler de henüz Şehzade olan Yavuz Selim'in hükümranlığı kuvvetlenmiştir. Bu yüzden de Karagöz Paşa, Yavuz Selim'in en çok güvendiği adamlarındandı.
Karagöz Ahmet Paşa 1511 yılın'da alevlenen Şah-Kulu İsyanını bastırmak için gittiği Kütahya yakınların'da şehit düştü ve Kütahya'ya defn edildi. Şahıdevran Hatun eşi'nin mezarı'nın üzerine bir Türbe yaptırdı ve ayrıtten Camii ve Medrese de inşaa ettirdi.
Yavuz Selim 1512 de padişah olmasından sonra Şahıdevran Hatun İstanbul'da kalmaya başladı. Bu sırada kız kardeşleri Akile ve Belkıs Hatunlar Manisa'da Mahidevran Haseki'nin yanında kalıyorlardı. 1520 yılında Yavuz Selim'in ölümüyle padişah olan Sultan Süleyman ise çok nüfuz sahibi olan Şahıdevran Hatun'u da Saray'da kalmasına müsaade etti. Bu beraberlik Şehzade Mustafa'nın Sancağa çıkmasına kadar devam etti. Daha sonra yeğeni Şehzade Mustafa'nın yanından ayrılmadı ve onun idamına kadar Sarayın'da yaşadı. Şehzade Mustafa 1553 de idam edilince de kız kardeşleriyle beraber Bursa'ya sürgüne gitti ve orada 1555 yılın'da vefat etti. Şahıdevran Hatun servetinin bir kısmını yeğenin Türbesi için geri kalan kısmını'da kendi Türbesi için harcadı.
Nur için de yatsınlar.
Karagöz Ahmet Paşa'nın eşi olan Şahıdevran Hatun'un asıl ismi Fatı'dır,ama Osmanlı'ya gelin gidince bu isim değiştirilerek Fatıma (Fatma) şeklini almış ve ek olarak Şahıdevran ismi takılmıştır, zaten daha çok Şahıdevran adıyla anılmıştır.
Şahıdevran Hatun'un nüfuzu eşi Karagöz Ahmet Paşa'nın Sultan II. Bayezid nezdinde yükselmesiyle başlıyor. Karagöz Ahmet Paşa sayesin de, o tarihler de henüz Şehzade olan Yavuz Selim'in hükümranlığı kuvvetlenmiştir. Bu yüzden de Karagöz Paşa, Yavuz Selim'in en çok güvendiği adamlarındandı.
Karagöz Ahmet Paşa 1511 yılın'da alevlenen Şah-Kulu İsyanını bastırmak için gittiği Kütahya yakınların'da şehit düştü ve Kütahya'ya defn edildi. Şahıdevran Hatun eşi'nin mezarı'nın üzerine bir Türbe yaptırdı ve ayrıtten Camii ve Medrese de inşaa ettirdi.
Yavuz Selim 1512 de padişah olmasından sonra Şahıdevran Hatun İstanbul'da kalmaya başladı. Bu sırada kız kardeşleri Akile ve Belkıs Hatunlar Manisa'da Mahidevran Haseki'nin yanında kalıyorlardı. 1520 yılında Yavuz Selim'in ölümüyle padişah olan Sultan Süleyman ise çok nüfuz sahibi olan Şahıdevran Hatun'u da Saray'da kalmasına müsaade etti. Bu beraberlik Şehzade Mustafa'nın Sancağa çıkmasına kadar devam etti. Daha sonra yeğeni Şehzade Mustafa'nın yanından ayrılmadı ve onun idamına kadar Sarayın'da yaşadı. Şehzade Mustafa 1553 de idam edilince de kız kardeşleriyle beraber Bursa'ya sürgüne gitti ve orada 1555 yılın'da vefat etti. Şahıdevran Hatun servetinin bir kısmını yeğenin Türbesi için geri kalan kısmını'da kendi Türbesi için harcadı.
Nur için de yatsınlar.
Abonnieren
Posts (Atom)