Deli İbrahim'in dikkat çeken gözdelerinden biri Şekerbolu Hatun'dur, çünki Saraya girişi bir ayaklanma yüzünden olmuştur.
Abaza asıllı ve Halime Sultan'ın yeğeni Lakerba ailesinden Mustafa Paşa Sivas Valisi iken 1647 yılında Gürcü prensi Georgi Saakadze'nın büyük kızı Perihan Hatun'la evlenmişti. Bu düğün çok debdebeli olduğu gibi gelinin güzelliğinden herkes mest olmuştu. Perihan Hatun'u tasvir eden Fransız Elçisi Jean de la Hay: (...) Mustafa Paşa'nın karısı ve Gürcülerin prensesi, duyduğumuza göre çok uzun kumral saçlı, yeşil gözlü, bembeyaz tenli ve her haliyle şahane bir kadınmış. Mustafa Paşa da kafkasyanın Abaza denilen ırkındandır ve babasıda orada çok nüfuzlu bir prensmiş. Zaten bu yüzden Prens Georgi Saakadze kızını Paşaya vermiştir (...) yazmış.
Deli İbrahim de Perihan Hatun'un güzelliğinden haber almış ve derhal Varvar Ali Paşa'dan Perihan Hatun'un kendisine getirilmesini emretmiştir. Namus ve ahlak kurallarına aykırı olan bu emire Varvar Ali Paşa karşı gelerek Padişah'a isyan etmiştir. Bunun üzerine Deli İbrahim, Perihan Hatun'un kocası İbşir Mustafa Paşa'dan isyanı bastırarak Varvar Ali Paşa'nın kafasını getirmesini emretmiştir. Eşinin namusunu savunan Varvar Ali Paşa, İbşir Mustafa Paşa tarafından öldürülmüştür ve kafasıda Sultan İbrahim'e gönderilmiştir.
Deli Padişahın sinirini yatıştırmak içinde Varvar Ali Paşa'nın kafasıyla beraber Perihan Hatun'un küçük kız kardeşi Cihan Hatun'u da hediye olarak Hükümdara sunmuştur. Sultan İbrahim hem isyancı Ali Paşa'nın kafasından ve çok güzel olan Cihan Hatun'dan çok memnun olmuştur. Bunun üzerine İbşir Mustafa Paşa'da ödüllendirilmiştir.
Güzeller güzeli Cihan Hatun'da padişah gözdesi olmuştur. Deli İbrahim yeni gözdesine Şekerbolu ismini koymuştur.
Ama Şekerbolu Hatun sadece birkaç ay İbrahim'in en sevgili gözdesi olarak kalabilmiş ve Padişah'ın 1647 yılının kışında Hümaşah ile tanışması ve 10 Aralık 1647 tarihinde onunla evlenmsiyle gözden düşmüştür.
Şekerbolu Hatun'un ablası Perihan Hatun ise namusunu koruyabilmiştir. Fakat İbşir Mustafa Paşa 1652 yılında I. Ahmet ile Kösem Sultan'ın kızı Ayşe Sultan'la nişanlanınca Perihan Hatun'u boşamıştır. Bu olaydan sonra eski kocası tarafından Tokat'ta kendisine tahsis edilen bir Konak'ta geri kalan hayatını geçirmiştir. Perihan Hatun Tokat'ta ölmüştür ve Zencirli Camii Haziresine defn edilmiştir.
Şekerbolu Hatun ise Sultan İbrahim'in 1648 yılında öldürülmesinden sonra diğer Harem erkanıyla beraber Eski Saraya gönderilmiş ve hayatını orada tamamlamıştır.
Who is Melekcihan Gülbahar Hatun?
AntwortenLöschenAfter the research of Mrs. Candanoglu, she is the second wife of Sultan Suleyman.
LöschenMelike Chimay Hanım. Bu size bir ihtardır. Blogunuzda kesinlikle güvenilir kaynaklara dayanmayan, uydurma ve yanlış bilgiler verip insanları kandırıyorsunuz. Lütfen blogunuzdaki yazılarınızı kaldırın. Asil, soylu ve hür bir kadınla yasal olarak evlenen son padişah II. Murad'tır. Fakat Fatih Sultan Mehmed ve II. Bayezid şehzadelik yıllarında Türkmen Beylikleri'nin asil ve hür kızlarıyla evlenmişlerdir. II. Bayezid'in oğlu Şehzade Ahmed 1504 yılında Kırım Hanının kızı ile evlenmiştir. Bu tarihten sonra hiçbir padişah (II. Osman hariç) veya şehzade asil ve hür bir kadınla evlenmemiştir. Ayrıca Fatih Sultan Mehmed padişahların (şehzadelerin değil) asil ve hür kadınlarla evlenmesini ve cariyelere nikâh kıymasını yasaklamıştır. Blogunuzda Kanuni Sultan Süleyman'dan itibaren neredeyse tüm padişahların nikâh kıydığını, asil ve hür kadınlarla evlendiklerini yazıyorsunuz. Lütfen bu yalanları yazarak insanları kandırmayın. Yıldırım Bayezid'den itibaren bütün padişahlar sadece cariyelerden çocuk yapmışlardır. Evlendikleri asil ve soylu kadınlardan çocuk yapmamaya özellikle dikkat etmişlerdir. Bu Osmanlı Hanedanının en önemli devlet politikasıdır. Ayrıca sahte elçi raporları uyduruyorsunuz. Lütfen, yapmayın! Siz tarihçi değilsiniz. Cemal Temrukoğlu dediğiniz dedenizin anıları tarihi belge özelliği taşımamaktadır. Doğru bilgi edinmek isteyenlere hayatını Osmanlı haremine adamış Çağatay Uluçay, Necdet Sakaoğlu ve Leslie Peirce gibi tarihçilerin kitaplarını öneriyorum. Ve Melike Chimay Hanım, tekrar ediyorum, lütfen yanlış bilgiler vererek insanları kandırmayın! Bu siteyi ziyaret edenleri de uyarıyorum. Bu blogtaki bilgiler büyük bölünü uydurmadır. İtibar etmeyiniz!
AntwortenLöschenÖncelikle bir insanı yalancılıkla suçlamak çok çok ağır bir ithamdır ve bunu söylemeden önce iki kez düşünmeniz gerekir. Yalancı dediğiniz Melike Temrukoğlu Uludağ Üniversitesi Tarihçi Doğan Yavaş'a gönderdiği birer adet el yazması Osmanlıca ve Rusça kütük kayıtlarıyla Mahidevran Sultan'ın Çerkes-Kabardey Temruk Prensesi olduğunu ispatlamıştır.Şu an yanılıyor ve yanıltıyorsunuz.Fatih'ten sonra nikahlı evlilik olmadığı iddiası tamamen asılsızdır.Bunu bizzat Şehzade Abdülkadir Efendi'nin eşi olan Mislimelek Hanım Hatıraları'nda yazmıştır.(sy 48-49)Hareme asilzade kızlar da alınırdı ve bu kadınlar nereden geldiğine bakılmaksızın Allah'ın kulu anlamına gelen binti Abdullah/abdulmennan olarak kaydedilirdi.Tarihçilerimiz detaylı araştırma yapmaya zahmet etmedikleri için ve kaynak yetersizliğinden yıllarca bu yüzden hareme sadece cariyeler alınır diye bilindi ki araştırmadıkları tek konu bu da değildir.Tamamen Osmanl'yı kötülemek amacıyla uydurma bir iddia olan Hürrem'in papaz kızı olduğunu yıllarca yazmışlar ve insanları yanıltmışlardır. Halbuki Hürrem fakir bir çiftçi kızıdır.Günümüzde hususi arşivler sayesinde padişahların asilzade kızlarla nikahlı evlilik yaptığı kesin olarak tespit edilmiştir.Mesela Prenses Mihrieda Muzaka'ya ait aile vesikalarından Valide Hafsa Sultan'ın Arnavut asilzadesi olduğu tespit edilmiştir.Hareme alınan bu asilzade kızlar eğer savaş artığı değillerse asla cariye konumunda olmazlardı ve haseki sultan,hanım sultan ve valide sultan gibi mevkili kadınların özel hizmetinde bulunur onlara arkadaşlık ederlerdi.Hürrem Sultan'ın nedimesi olan Süğlünbike Hatun ve Mahidevran Sultan'ın nedimesi Misallu Tahire Hatun'un mektupları Rus bir koleksiyoncunun arşivinden çıkmıştır ve Natalia von Anrep Mahidevran Biyografisi adlı çalışmasında kullanmıştır.Salome Woronzow-Daschkow, " Sultan I. Süleyman'ın Şeceresi" 2017 tarihli makalesinde Kanuni'nin ilk iki eşinin Arnavut asilzadesi Mahidevran Sultan'ın ise Çerkes Prensesi olduğunu kaynaklarıyla ispatlamıştır.Yine 2.Bayezid Han'ın karısı ve Hafsa Sultan'ın akrabası olan Arnavut asilzadesi Gülfem Hatun'un üvey oğlu Yavuz Sultan Selim'e yazmış olduğu tebrik mektubunu Çağatay Uluçay'ın Haremden Mektuplar adlı kitabında okuyabilirsiniz.Osmanlı'da sıradan bir cariye asla padişaha mektup yollayamazdı.Melike Temrukoğlu insanları kandırıyor da tarihçiler de mi insanı kandırıyor? Aile arşivleri yalan mı?Ya da bütün bunları geçtim bizzat 2.Abdülhamid Han'ın gelini hatırlarında yalan mı yazdı?Biraz açık görüşlü olalım rica ederim.
Löschen