Donnerstag, 1. Juni 2017

PAYİTAHT ABDÜLHAMİT DİZİSİ

Muhteşem Yüzyıl ve ardından yayımlanan Kösem gibi saçma tarihi dizilerden sonra birde Payitaht Abdülhamit çıktı. Bu dizi tarihi gerçekleri yansıtmadığı gibi çokta saçma olmuş. Tamamiyle kasıtlı ve Türkiye'nin yeni düzenine uygun şekilde yapılmış bir çalışmadır.

Dizide ki hatalar saymakla bitmez, ama biz sizin için bazılarını listeledik:
  • Dizi 1898 yılını gösteriyor ve o tarihlerde Sultan Abdülhamit 56 yaşındaydı, ama başroldeki oyuncu hiçte 56 yaşındaki bir Padişahı göstermiyor, tam aksine 40ların başında gibi görünüyor.
  • Sultan Abdülhamit'in 1898 yılında yanlızca 2 eşi yoktu, o tarihlerde 9 eşi vardı. Ama dizide sadece 2 eşi gösteriliyor.
  • Bidar Kadınefendi esmer değildi, sarışın, mavi gözlüydü.
  • Fatma Pesent Hanım 1898 yılında daha 18 yaşındaydı, ama dizide 20lerin sonunda gibi görünüyor.
  • Abdülkadir Efendi, Mislimelek Hanımla evliydi.
  • Abdülhamit'in Haremi Şale Köşkünde değildi.
  • Erkekler Hareme giremezlerdi (Şehzadeler hariç).
  • Kılık Kıyafetleri 19. YY modasına uygundu. Kadınlar başlarına Kavuğa benzer bir başlık takmazlardı. Hotoz takarlardıki hepsi değil.
  • Harem maiyeti yanlızca 10 kişiden mürekkep değildi.
  • Hiç kimse bir Şehzadeye tokat atamazdı.
  • Hareme öyle kolaylıkla halktan bir kız alınmazdı.
  • Bidar Kadınefendi'nin kardeşi Kabasakal Çerkes Mehmet Paşa değildi. Kardeşi Çerkes Mehmet Ziya Paşaydı.
  • Seniha Sultan kendi sarayında oturuyordu, hemen her gün Yıldız Sarayına gelmiyordu.
Seçilen oyuncularda hiç uymamış! Mahmut Paşayı oynayan oyuncu hiçte uygun değil! Aynı şekilde Şehzade Abdülkadiri oynayan oyuncuda çok yanlış bir seçim. Yukarıda yazdığımız gibi tarihi gerçeklerle hiç bir ilgisi yok dizinin. Üstelik dizi danışmanlarından biride Orhan Osmanoğlu. Gerçekten çok üzücü bir durum. Bazı kesimlere ve yeni düzene yaranmak için yapılmış bir dizi ve hiçte başarılı değil! Halbuki Sultan Abdülhamit'i, ailesini ve dönemini çok daha güzel ve tarihe uygun bir şekilde gösterebilirlerdi. Çok yazık olmuş. Ayrıca dizi müzikleride çok kötü!

Sonntag, 5. März 2017

SULTAN I. SÜLEYMAN'IN SECERESİ HAKKINDA YENİ BİR ÇALIŞMA

Tarihci Sn. Salome Woronzow, Sultan I. Süleyman'ın Seceresini yeni bir çalışma olarak Academia sayfasında yayımlamış. İlgilenenler www.academia.edu sayfasından bu değerli çalışmaya ulaşabilirler.

Çalışma'da I. Süleyman'ın eşleri, çocukları ve hatta gelinleri hakkında çok önemli bilgiler bulunuyor. 

Academia'nın web sayfasının bağlantısını buraya ekliyoruz:

ACADEMİA SAYFASI

Montag, 19. Dezember 2016

SAYFAMIZA SALDIRI

Saygıdeğer Blog Takipçilerinin dikkatine,

16 Aralık 2016 tarihinde Amerika Birleşik Devletlerinden, Kuzey-Doğu Amerika saati 20:52 ve 159.122.70.53 İP Adresinden kimliği bilinmeyen kişi veya kişiler tarafından sayfamıza giriş yapma girişimi gerçekleşmiştir. Bu İp adresinin kime ait olduğunu tesbit etmekte lütfen yardımcı olunuz 

Tekrar bu tür bir vukuat olduğu takdirde saldırıcıların İp adresleri ve ikametgahlarını buradan duyuracağız. 

Saygılarımızla

Montag, 28. November 2016

KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN'IN EŞLERİ HAKKINDA YENİ BİR ÇALIŞMA

Tarihci Sn. Salome Woronzow'un Sultan I. Süleyman'ın eşleri hakkında www.academia.edu sayfasında çalışmasını paylaşmış. Fakat araştırma almanca dilinde.

Sultan Süleyman'ın eşleriyle ilgili en detaylı çalışma olduğundan şüphem yoktur. Gerçekten çok enteresan bilgiler var ve yeni belgelerle harika bir kaynak eser. Üstelik ücretsiz olduğundan hemen okunabilir.

www.acamedia.edu sayfasından ücretsiz okuyabilirsiniz. Çalışmanın adını buraya yazıyorum:

Yazar: Salome Woronzow
Eserin adı: Sultan Suleyman I. und seine Frauen


Samstag, 26. November 2016

KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN'IN KARDEŞİ HATİCE SULTAN KİMDİR?

Kanuni Sultan Süleyman'ın kardeşi Hatice Sultan'ın hayatı son dönemlerde merak edilen konulardandır. Özellikle Pargalı İbrahim Paşa ile evliliği insanların ilgisini çekmiştir. Ama bazı tarihciler Hatice Sultan'ın Pargalı İbrahim Paşa ile evlenmediğini yazıyorlar. 

Hatice Sultan'ın İbrahim Paşa ile evlendiğini söyleyenler İbrahim Paşa'nın 1524 yılında icra edilen tantanalı düğününü kaynak olarak gösteriyorlar. Gerekçe olarakta Sultan Süleyman'ın bizzat düğüne katılmasının bir Sultan düğünü olduğunu ispat ettiğini savunuyorlar. Ama Sultan Süleyman İbrahim Paşa'yı çok seviyordu ve kardeşi olarak gördüğü arkadaşının düğününe katılması çok doğaldı. Peki İbrahim Paşa Hatice Sultan ile evlenmediyse kiminle evlenmişti? 

İbrahim Paşa'nın eşi Muhsine Hatun'du. Muhsine Hatun'un kimliği de tartışılmaktadır. Bazı akademisyenlere göre İskender Paşa namında yüksek makama sahip ve Hanedanla akraba olan bir şahsın kızıdır. Şimdi o dönemlerde yaşamış iki tane meşhur İskender Paşa var:

1. İskender Paşa (ölüm 1515), Sultan Süleyman'ın kardeşi Hatice Sultan ile 1509 yılında evlenmiş.

2. İskender Çirnoyeviç (ölüm 1530), Karadağlı Prens Hanedanından olup Sultan Süleyman'ın ilk eşi Mükrime (Mükerrem) Hatun'un babasıdır ve 1500lerin başlarında müslüman olup Karadağ Sancakbeyi olarak Paşa ünvanı verilmiştir. Kızı Süleyman'la evlenmesinden sonra II.Bayezid İskender Paşayı Hanedandan bir prensesle evlendirmiştir. İskender Paşanın ikinci eşi olan osmanlı prensesiden beş çocuğu olmuş. 

Bu iki şahıs arasındaki benzerlikler gerçekten çok fazla. Acaba İskender Çirnoyeviç'in kızı Mükrime Hatun 1508 yılında Şehzade Süleyman ile evlenince, II. Bayezid torunu Hatice Sultan'ı İskender Çirnoyeviç ile mi evlendirdi?
Şayet İskender Çirnoyeviç Hatice Sultan ile evlendiyse o zaman 1515 yılında ölen İskender Paşa kimdir? Malum Osmanlı Tarih araştırmaları çok zordur, özellikle eski dönemler hakkında bilgi toplamak zahmetli bir iştir. Çünkü o dönemlerde 19.YY da olduğu gibi detaylı bir bürokrasi yoktu, üstelik Osmanlı'da soyadı olmadığındanda kişiler sürekli karıştırılıyor. Ahmet oğlu Mehmet, Mehmet oğlu Ahmet ile bir yere varılmıyor. Bu yüzden Hatice Sultan'ın eşi olan İskender Paşa'nın 1515 yılında ölen kişi olduğunu düşünmüyorum. Hatice Sultan'ın eşi İskender Çirnoyeviç idi! Tarihlere bakarsanız sizde bu gerçeği göreceksiniz.

Hatice Sultan'ın İskender Çirnoyeviç'ten beş çocuğu oldu:
  1. Mehmet Şah Bey (1515 - 1540'dan sn.)
  2. Süleyman Bey (1514 - 1530'dan sn)
  3. Nefise Hatun (1512 - 1564)
  4. Ali Bey (1511 - 1545'den sn.)
  5. Kara Osman Şah Paşa (1510 - 1568) Teselya beyi olarak Tırhala'da oturdu ve Tırhala'ya Medrese, Camii, Mektep, Çeşme, Köprü, İmaret, Han ve Hamamlar yaptırarak ilim ve kültür şehrine çevirdi. Tırhala'da ki muazzam bir Sarayı vardı ve orada öldü. Ayrıca Kara Osman Şah Paşa'nın Teselya beyi olarak tayin edilmeside İskender Çirnoyeviç'in oğlu olduğunu kanıtlıyor. Çünkü Tırhala o zamanlar Karadağ'ın başkenti olan İşkodra'ya yakın bir şehir olduğundan İskender Çirnoyeviç'in oğlu'nun yakın bir yere tayin edilmesini istemiş olması kuvvetle muhtemeldir.
Bu durumda Muhsine Hatun, İskender Çirnoyeviç ve Hatice Sultan'ın kızı mı idi? Hayır değildi, çünki Muhsine Hatun'un baba adı Topkapı Sarayı Arşivinde bulunan belgelerde Mustafa yazıyor.
Muhsine Hatun'da bir karıştırmaya maruz kaldığı görülmektedir; Muhsine Hatun Çerkes Mustafa Paşa'nın kızıydı. Çerkes Mustafa Paşa'da Sultan Süleyman'ın kayınbiraderiydi, yani Muhsine Hatun Mahidevran Sultan'ın özbeöz yeğeni idi. Zaten bu aile bağları yüzünden Pargalı İbrahim Paşa'nın neden sürekli Mahidevran Sultan ve Şehzade Mustafa taraftarı olduğunuda açıklıyor.
Üstelik Pargalı İbrahim Paşa eşine yazdığı mektuplarında her seferinde annesine, Fatı Hatun ve Hafsa Kadın'a selamlarını iletiyor. Muhsine Hatun'un kızkardeşi Hafsa Hatun'du ve Fatı Hatun'da Karagöz Ahmet Paşa'nın eşi Şahıdevran Hatun'un asıl ismiydi.

Şimdi tekrar Hatice Sultan'a dönelim. Hatice Sultan eşi İskender Çirnoyeviç'in 1530'da ölmesinden sonra İstanbul'a döndü ve orada 1582 yılında öldü. Kabri Sultanselim Camii Şehzadeler Türbesindedir.

Freitag, 25. November 2016

II. ABDÜLHAMİT'İN ANNESİ ERMENİ Mİ İDİ?

II. Abdülhamit'i sevmeyenler annesi Tirimüjgan Kadınefendi'nin aslında Virjin adında bir Ermeni kızı olduğunu ve Trabzon esir pazarından Saraya girdiğini söylüyorlar. Uzun süre bu iddia esas alındı. Ama Abdülhamit'in kızı Ayşe Osmanoğlu hatıralarında babaannesi Tirimüjgan Kadınefendi için Çerkes Şapsıh boyundan olduğunu yazıyor. Peki hangi bilgi doğru?

19. YY'da Osmanlıya göç etmiş Çerkeslerin soyu bugün devam ediyor. Özellikle Sarayla akrabalık kuran Çerkes, Abaza ve Gürcü ailelerin torunlarına ulaşmak mümkün. Bu yüzden Tirimüjgan Kadınefendi'nin ailesine müracaat etmek en doğru yoldur.

Tirimüjgan Kadınefendi'nin kardeşi Mehmet Bey'in soyundan gelen Sn. Cemil Akağu bize ailesinin seceresini illeti ve bir açıklama yazdı. Sn. Cemil Akağu'un yazısını buraya ekliyoruz:

Saygıdeğer Melike Hanımefendi,
ailemize karşı gösterdiğiniz ilgiye istinaden ve telefonda da konuştuğumuz gibi size ailemize ait bilgileri gönderiyorum.
Ailemiz, Çerkeslerin Şapsuh boyundan olan Akağu sülalesine mensup, zaten bizde Soyad kanunu çıkınca Akağu adını aldık.
En geride bildiğimiz ve burda İstanbul Nüfusunda kayıtlı dedemiz Akağu Mehmet Bey'dir. Nüfus Kayıt Örneğinde Mehmet Bey'in baba ismi Ahmet yazıyor, ama asıl Çerkes ismi Beğkan Mirza'dır. Mehmet Bey'in doğum tarihi Nüfusta 1824 diye kayıtlı. Ablası Tirimüjgan Kadınefendi'nin doğum tarihi ise eski Veraset ilamlarında 1823 diye yazıyor. Ama kaynak kitaplarda 16.8.1819 olarak belirtilmiş, bence bu tarih doğru değil, Çünki aile içinde anlatılanlara göre Tirimüjgan 15 veya 16 yaşındayken, Abdülmecit yeni tahta çıktığında evlenmiş. Abdülmecit 1839 yılında tahta çıktığına göre bizim kayıtlarda bulunan tarih doğrudur.
Babamın anlattıklarına göre Tirimüjgan Saraya 7 veya 8 yaşında girmiş ve İkinci Mahmut'un kızlarından Mihrimah Sultan'ın yanında büyümüş. Çünki Mihrimah Sultan'ın anneside Çerkesmiş ve Akağu Beğkan Ahmet Beyin de akrabasıymış. Mihrimah Sultan genç yaşında ölüncede Bezmialem Sultan'ın hizmetine girmiş. Sultan Abdülmecit tahta çıktığında da Bezmialem Sultan Tirimüjgan'ı oğluna vermiş.
(...) Tirimüjgan Abdülmecit'le evlenmesinden sonra Kafkasya'da bulunan ailesini arattırıp kardeşlerini İstanbul'a getirttirmiş. Babası o sırada yaşamadığından annesi gelip Saray'da yanında oturmuş ama çok uzun yaşamamış, kızının ölümünden bir kaç sene sonra ölmüş. Tirimüjgan'ın kardeşlerinden Mehmet Bey de İstanbul'da Askeriyeye girip orda eğitimini almış. Diğer kardeşleriyle ilgili fazla bilgimiz yoktur, yanlız bir kızkardeşi olduğunu biliyoruz, buda daha sonra Abdülhamit'in teyzesi olarak yanında oturmuş ve yanlış hatırlamıyorsam o tahta çıkmadan önce ölmüş.
(...) Sultan Hamit'in dayısı Akağu Mehmet Bey'in Nüfusta ölüm tarihi yazmıyordu, sadece Ölü diye belirtilmiş, biz sonradan araştırdık ve eski Nüfus kayıtlarında 1889 yılında öldüğünü tesbit ettik. Mehmet Bey'in üç eşi vardı, üçüde Çerkesti ve Sarayda yetişmiş hanımlardı. Sultan Hamit tahta çıkınca dayısına vazife vererek Selanik'e göndermiş. Mehmet Bey orda hastalanıp ölmüş ve Selanik'e defn edilmiş. Ama tesadüfe bakınız, yeğeni Sultan Hamit de dayısının öldüğü şehre sonra sürgün edildi (...)

Böylece Tirimüjgan Kadınefendi'nin Ermeni olmadığı kanıtlanmıştır! 

Sn. Cemil Akağu'nun bize gönderdiği Tirimüjgan Kadınefendi'nin kardeşi Akağu Mehmet Bey'in Nüfus Kayıt Örneği. ©Cemil Akağu


Montag, 14. November 2016

ŞEKERBOLU HATUN KİMDİR

Deli İbrahim'in dikkat çeken gözdelerinden biri Şekerbolu Hatun'dur, çünki Saraya girişi bir ayaklanma yüzünden olmuştur.

Abaza asıllı ve Halime Sultan'ın yeğeni Lakerba ailesinden Mustafa Paşa Sivas Valisi iken 1647 yılında Gürcü prensi Georgi Saakadze'nın büyük kızı Perihan Hatun'la evlenmişti. Bu düğün çok debdebeli olduğu gibi gelinin güzelliğinden herkes mest olmuştu. Perihan Hatun'u tasvir eden Fransız Elçisi Jean de la Hay:  (...)  Mustafa Paşa'nın karısı ve Gürcülerin prensesi, duyduğumuza göre çok uzun kumral saçlı, yeşil gözlü, bembeyaz tenli ve her haliyle şahane bir kadınmış. Mustafa Paşa da kafkasyanın Abaza denilen ırkındandır ve babasıda orada çok nüfuzlu bir prensmiş. Zaten bu yüzden Prens Georgi Saakadze kızını Paşaya vermiştir (...) yazmış.

Deli İbrahim de Perihan Hatun'un güzelliğinden haber almış ve derhal Varvar Ali Paşa'dan Perihan Hatun'un kendisine getirilmesini emretmiştir. Namus ve ahlak kurallarına aykırı olan bu emire Varvar Ali Paşa karşı gelerek Padişah'a isyan etmiştir. Bunun üzerine Deli İbrahim, Perihan Hatun'un kocası İbşir Mustafa Paşa'dan isyanı bastırarak Varvar Ali Paşa'nın kafasını getirmesini emretmiştir. Eşinin namusunu savunan Varvar Ali Paşa, İbşir Mustafa Paşa tarafından öldürülmüştür ve kafasıda Sultan İbrahim'e gönderilmiştir. 
Deli Padişahın sinirini yatıştırmak içinde Varvar Ali Paşa'nın kafasıyla beraber Perihan Hatun'un küçük kız kardeşi Cihan Hatun'u da hediye olarak Hükümdara sunmuştur. Sultan İbrahim hem isyancı Ali Paşa'nın kafasından ve çok güzel olan Cihan Hatun'dan çok memnun olmuştur. Bunun üzerine İbşir Mustafa Paşa'da ödüllendirilmiştir.
Güzeller güzeli Cihan Hatun'da padişah gözdesi olmuştur. Deli İbrahim yeni gözdesine Şekerbolu ismini koymuştur.
Ama Şekerbolu Hatun sadece birkaç ay İbrahim'in en sevgili gözdesi olarak kalabilmiş ve Padişah'ın 1647 yılının kışında Hümaşah ile tanışması ve 10 Aralık 1647 tarihinde onunla evlenmsiyle gözden düşmüştür. 
Şekerbolu Hatun'un ablası Perihan Hatun ise namusunu koruyabilmiştir. Fakat İbşir Mustafa Paşa 1652 yılında I. Ahmet ile Kösem Sultan'ın kızı Ayşe Sultan'la nişanlanınca Perihan Hatun'u boşamıştır. Bu olaydan sonra eski kocası tarafından Tokat'ta kendisine tahsis edilen bir Konak'ta geri kalan hayatını geçirmiştir. Perihan Hatun Tokat'ta ölmüştür ve Zencirli Camii Haziresine defn edilmiştir.
Şekerbolu Hatun ise Sultan İbrahim'in 1648 yılında öldürülmesinden sonra diğer Harem erkanıyla beraber Eski Saraya gönderilmiş ve hayatını orada tamamlamıştır.